Süre                : 1 Saat 23 dakika
Çıkış Tarihi     : 31 Ocak 1943 Pazar, Yapım Yılı : 1943
Türü                : Macera,Fantazi
Ülke                : İtalya
Yapımcı          :  Ente Nazionale Industrie Cinematografiche (ENIC) , Lux Film
Yönetmen       : Alessandro Blasetti (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Alessandro Blasetti (IMDB)(ekşi),Renato Castellani (IMDB),Corrado Pavolini (IMDB),Guglielmo Zorzi (IMDB),Giuseppe Zucca (IMDB),Alessandro Blasetti (IMDB),Renato Castellani (IMDB),Mario Chiari (IMDB),Armandeo Macaluso (IMDB)
Oyuncular      : Massimo Girotti (IMDB)(ekşi)

La corona di ferro (~ Demir taç) ' Filminin Konusu :
La corona di ferro is a movie starring Elisa Cegani, Luisa Ferida, and Rina Morelli. A crown, supposedly made from a nail out of the Cross of Christ and the metal of Roman swords, becomes a legend and a symbol of justice.

Ödüller      :

Venedik Film Festivali:Mussolini Cup-Best Italian Film


  • "tansu çiller ile mesut yılmaz'ı evli zannetmektir. ya da sadece ben çok salaktım bilemedim."




Facebook Yorumları
  • comment image

    insanlarin ** soylediklerine bakilirsa 90larda cocuk olmak cok beter bir sey, hele de 2000 lerde cocuk olmak herhalde daha kotu(daha cok kanal, 80lerden daha bir uzak falan) demek ki neymis: artik cocuk yapmamak gerekiyormus, tabi canim, yasayamayacak ki cocuk.bitti artik


    (bwh - 28 Aralık 2002 06:36)

  • comment image

    - tasoları anneniz atmasın diye evin bir yerine saklamak..

    - futbolcu kartlarını üttürmemek için sadece biriktirmek ve oynamamak..

    - sabahları erkenden kalkıp bugs bunny ile birlikte kahvaltıdan önce havuç yemek..

    - yıl başı geceleri show tv de çıkan dansözleri üç boyutlu gözlükle televizyonun kıyısından köşesinden bakıp belki etek arasından bir şey görürüm umuduyla heveslenmek..

    - çarli ve atakan* ile birlikte şifreli kanalları izleme stratejisi geliştirmek ve amuda kalkıp, tek gözünüzü kapatıp, diğer gözünüzün 30 derece kısmayı denemek..

    - öğretmenlerın anlattığı hikayelere inanmayıp televizyonun içinde bu kadar çok insanın nasıl barındığını merak edip tornavidayı her görüşünüzde televizyon ile göz göze gelmek..

    - içi çamurla doldurulmuş olan gazoz kapaklarına saygı duymak, ama anne kızar diye eve bir türlü sokamadığın için uzak durmaya çalışmak..

    - tenefüste erkek tayfasıyla uzun eşek oynayıp, nöbetçi öğretmen tehdidine karşı bir adet eziği kapı önüne koymak..

    - kız kısmısıyla ip atlayarak bir sürü saçma mani ezberleyip, döneme göre maço takılan erkeklerin ve sevdikleri kızlarla oyun oynuyorsun diye dışlanmak..

    - saatler 12'yi vurduğunda cine 5 i açıp sessiz bir ortamda kapıyı aralayıp bir şeyler görmeye çalışmak..

    - zeki müren'in öldüğü gece tuvalete giderken karşına çıkacak diye korkmak..

    - kemal sunal filmlerini çizgi film tadında izlemek..

    - tsubasa'yı her sabah iple çekip missaki ile birlikte ne tür şaklabanlık yapıp bize dünyanın yuvarlak olduğunu idrak ettirecekler diye düşünmek..

    - yılmaz morgül'ün şarkılarını aynanın karşına geçip söylemeye çalışmak..

    - bisikletlerin önüne ve arkasına babalarımızın arabalarının plakalarını yazıp dolaşmak..

    - sonra yine bisikletlerle motorcu hissedip arka tekerle çamurluk arasına plastik şişe yerleştirmek..

    - ziiiiiiiii ya da diğer adıyla simiiiiiiit oynamak, terlemek ve dayak yemek için tenefüs zilinin çalmasını beklemek..

    - beden eğitimi dersini çok sevmek ve onun için cuma gününden okulun satmış olduğu eşofmanları anneye ütülü mü diye sormak..

    - ve bana göre en kıyağı annemin her banyodan sonra atletimi külodumun içine sıkıştırıp açılırsa üşüme olum diye tembihlemesi..

    böyleydi ulan işte.. kocaman tebessüm bırakıyor şimdi.. halbu ki ne kadar zordu bizim için o dönemler. bir an önce büyümek sevgili edinmek, severken sevilmek isterdik..


    (hippokondriyak - 27 Mart 2011 03:25)

  • comment image

    - bilgisayara uzaylı gibi bakmaktır. yukarıdaki komşu kızı ablaya ödevlerini yaptırmak için çıktığında, size ''chat'' diye bir şeyin olduğunu ve nasıl yapıldığını tarif ettiğinde ona da uzaylı gibi bakmaktır.
    - senden daha güzel ve aynı zamanda dokunmatik olan telefona sahip olan arkadaşı değil; senden daha güzel yakan top oynayan, daha güzel kitapları olan, daha güzel kalemi-silgisi-suluğu olan arkadaşı kıskanmaktır.
    - okula giderken ''kimseyle konuşma, şeker verirlerse de yeme'' tembihi almaktır.
    - büyüyünce teenage mutant ninja turtles fantastik serisindeki, kötülerin yakalanması için ninja'lara yardım eden ve gerçeğin açığa çıkması için enteresan kasetler bulan april o'neil olmak istemektir. erkekler için de ninja kaplumbağa tabiki.
    - anne babadan zagor, kankası çiko, clementine, sadri alışık ve belgin doruk efsanelerini dinlemektir.
    - okuldan geldiğinde önlüğünü bile çıkarmadan çakmaktaşlar'ı açmaktır.
    - sevimli hayalet casper'dan korkmamak, onun gibi duvarları delip geçmek istemektir.
    - bir gün jetgiller'in yaşadığı kafaya sahip olmayı hayal etmektir. 2000'lere gelince onlar gibi olabileceğimizi sanmaktır.
    - uyku saati geldiğinde yatmayı bilmektir. (artık öyle değil maalesef çocuklar)
    - kitap ve defterleri hazır kaplıklarla değil, okulun açılmasına bir gün kala eşşek gibi oturup teek tek kaplamaktır.
    - pazar günü banyo yapmaktır.
    - barbie bebek giydirme oyununu internetten değil, bizzat kendi ellerinle anne ile beraber dikilen elbiselerle giydirmektir. sonra onu ken ile evlendirip muradına erdirmektir.
    - susam sokağı çıkınca apışıp kalmaktır. edi deyince büdü, büdü deyince edinin akla gelmesidir.
    - taşla veya cam parçasıyla baş parmağı yarıp ''kan kardeşi'' olmaktır.
    - markete değil, bakkal amcaya gitmektir.
    - okulda tahtaya ''ders: hayat bilgisi, konu: biz ve çevremiz'' yazmak için yarışa girmektir.
    - ip atlamaktır. arkadaşa ''önce yavaş salla sonra hızlandır taam mı'' demektir. ipi ikili atlayan ablaları izleyip ben de öyle atlayacağım diye deli gibi hırslanmaktır.
    - resimli müzik dergileriden backstreet boys grubunun resimlerini kesip, kızlarla beraber hangisi daha yakışıklı sorunsalına cevap aramaktır.
    - serviste ''bir efsaneydi bir efsaneydiiiii senle beraber olmak..'' şarkısı çalınca, dar alanda kısa hakan peker dansı yapmaya çalışan oğlanlara kızlarla arkada kıkır kıkır gülmektir.
    - kız seni yerler seni ham yapan bu zilliler, birkaç iyi adam, bandıra bandıra ye beni gibi şarkıların akıl tutulması yaşatmasıdır.
    - mirkelam'ın nereye koştuğuna anlam verememektir.
    - we’re in this together şarkısının sözlerini ezberlemeye çalışmaktır.
    - nothing else matters dinlemek, metalica ile tanışmaktır.
    - süper baba müziğini fülütle çalmaya çalışmaktır.

    =======

    - ilk müzik setini sabah gazetesi'nin verdiği kuponlardan almaktır.
    - cumhuriyet gazetesi'nin katkılarıyla verdiği ''atatürk ilke ve inkılapları'' kitabıyla dönem ödevi yapmaktır.
    - tetris'ten atari'ye geçildiğinde arkadaşlara hava atmaktır.
    - milenyum denen şeye girince bir bok olacağını sanmaktır.
    - süper mario oynamaktır..
    off! bir dönemin manyak akımı. sabah akşam mario oynamak, mario'yu bitirmeye çalışmaktır 90'larda çocuk olmak. bitirenlerin efsanelerini dinleyip gaza gelmek sonra yine yine yine, annenin ''kızım kalk artık oradan'' diyene kadar başından kalkmayıp bitirmeye çalışmaktır.
    - mario'yu bitirecek aşamaya gelindiğinde aslında çocukluğun da biteceği ve artık büyümüş olacağının farkına henüz varmamış olmanın verdiği güzelliğini yaşıyor olmaktır!
    - pal sokağı çocukları'na hüngür hüngür ağlarken, başınızı okşayıp sizi teselli eden annenin 'ağlama kızım' derken bir yandan da dayanamayıp güldüğünü görünce ''ne gülüyosun ya hüüüüüüüüü'' diye daha da hiddetlenip, kucağına kapaklanarak göğsünde gözyaşı ve sümük ıslaklığı bırakmaktır.
    - pazar sabahı kahvaltı yaparken adam olacak çocuk izlemek; barış abi'den diş fırçalamayı, sokak satıcılarından bir şey almamayı, kütüphanede ve tiyatroda sessiz olunması gerektiğini öğrenmektir.
    - leblebi tozunu bir hamlede yutmaya çalışmaktır.
    - perihan abla izleyip duvara bardak dayayarak, gerçekten diğer odadan ses gelip gelmeyeceğini kontrol etmektir.
    - aslan kral izlemek,
    - robin hood olmak istemek,
    - gülten dayıoğlu'nu hatmetmektir.
    - elm sokağında kabusu'nu izleyip gece altına işemektir.
    - babanın ana britanica ansiklopedilerini atmaya bir türlü eli gidememesidir.
    - kütüphaneye gitmenin en büyük zevklerden biri olmasıdır.
    - zeki müren öldüğünde haberlerde onun için yas tutanları, ağlayanları, mezarına koşanları görünce yanında oturulan babadan onun çok önemli bir insan olduğunu ilk kez o gün, öldüğünde öğrenmektir.
    - turist ömer izleyip, paytak yürüyüşüne gülmektir.
    - nette değil, mahallede fink atmaktır.
    - oğlan veletlerinin ''hişşt kız hepsi senin mi?'' esprilerine maruz kalmaktır. *
    - 80'lerin çalkantısı ve 2000'lerin arafında kalmaktır.
    - tansu çiller ve süleyman demirel taklitleri yapmaktır.
    - l-manyak okumak, ayşegül serisini bitirmek, dünya klasiklerine okumaya geçince kendini bir bok sanmak, bir an önce o kalın kalın kitapları okuyan ablalar kadar büyümek istemektir.
    - matematik çalışmaktan sıkıldığında abaküsle oynamaktır.

    =======

    - tarık akan'la gülşen bubikoğlu'nun evli olduğunu sanmaktır.
    - misafirliğe gidildiğinde ''bizim zamanımızda trt...'' diye başlayan amcayı kafa sallayarak dinliyormuş gibi yapmaktır.
    - canım kardeşim filmindeki kahraman'ı ve onun ''üşüyorum, koynuna gireyim be abi?'' repliğini unutamamaktır. filmin sonunda kahraman'ın öleceğini bilmenize rağmen, son sahnede yine ve yeniden hıçkırarak ağlamaktır. 70 ve 80'lerde en büyük hayali kupon biriktirerek televizyon almak olan fakir çocukluklarla tanışmaktır.
    - misket'in son anda yetişip, sizden büyük ağabeylerden nasıl oynanacağının öğrenilmesidir.
    - misket, kupon, gazete, dergi biriktirmektir.
    - oyuna kimin önce başlayacağına aldım-verdim yaparak karar verenler kulübü'nde olmaktır.
    - eski kot pantolondan çanta yapma akımını başlatmaktır. *
    - tansu çiller'in neden heceleyerek konuştuğuna anlam veremamektir.
    - ansiklopediden araştırmaktır.
    - küçük kadınlar okuyup hayatın gerçekleriyle yüzleşmektir.
    - asıl 80'lerin dizisi olan ama daha sonra tekrar türk televizyonlarında yayınlanan little house on the prairie dizisini ''aa bu asıl bizim zamanımızın dizisi'' diyen anneyle beraber sarılıp izlemektir. annenin izlerken eski günleri yad eder sözlerini dinlemek beraber kah hüzünlenip, kah gülmektir.
    - cheetos'tan çıkan tasoları biriktirmektir.
    - 17 ağustos 1999'u unutamamaktır.
    - hogo oynayabilmek için tolga abi'ye bıkmadan usanmadan telefonlar açmak, tolga abi her ''hogooooo süper kahraman..'' diye bağırdığında boyun damarlarına korkuyla bakmaktır.
    - burak kut'un yaşandı bitti klibindeki siyah-uzun paltolu matrix hallerini, motoruyla kızın önünü kesip arabasının üstünden ışık hızıyla geçmesini unutamamaktır. ha bir de ''heyecanlıyım çooook çılgınım bebeğim..'' deyişini..
    - kaset almaktır.
    -90 tank'ı bitirmeye çalışmaktır.
    - okul çıkışı bir poşet dolusu tirmisi midene doldurup, evde yemek yiyesinin gelmemesidir.
    - 80'lerde çocuk olanlara karşı ezik kalmak, 2000'lerde çocuk olanlara karşı ise havalı ve üstün olmaktır.
    - ve 90'larda çocuk olmak her dönemin çocuklarından farksız olarak ''çocukluğa'' özlem duymaktır.
    http://www.youtube.com/watch?v=marfczoaj4c


    (kapatkapilarini - 15 Şubat 2012 19:18)

  • comment image

    yonca evcimiğin aboneyim abone'sini dinleyerek hayatlarını daha önce hiç görmedikleri dans figürleri ile renklendirmiş....aynı zamanda lambada furyasında; siyah, kenarları fosforlu pembe ya da fosforlu yeşil taytlar giyerek birbirinden nefis lambada danslarıyla müthiş kaynaşma örneği gösteren çocuklar...


    (shalala - 25 Ocak 2004 21:54)

  • comment image

    radyoda calan eski bir sarkiyla gozlerinize yaslarin dolmasi (ozellille levent yukselin 2. albumunden), yonca evcimik'in sacma pop sarkilari, korfez savasinin ilk goruntulerinin tas devrinin arasinda flas haber olarak yayinlanmasi, kokulu kalem ve silgiler, lastik atlamak, star bir, tele on, kanal 6 ve butun disneye ait cizgi filmleri (ozellikle darkwing duck) disney dunyasi adli aylik dergi, milliyetin verdigi ilk ansiklopedim, anneye deliler gibi kupon kesmekte yardim etmek, reks sinemasina alaadin'i, mrs. doubtfire'i, kiz arkadasim*i izlemeye gitmek, windows 3.1 bilmek, lemmings oynamak, aileden gizli gizli street figther oynamaya gitmek, skoda, tofas dogan ve renault broadwayin piyasaya ilk cikisi, kadikoy pyramidde basket oyununu oynayip biletlerden kazanmak, lc waikikki, 012 benetton giymek renkli renkli, bir baska gece izleyip hadi anlat bakalimda halit kivancla olmak, yilbasi gecesi havaii fisekleri gormek, 911, wet wet wet, new kids on the block dinleyip sarkicilara asik olmak, dogan kardes okumak, barbielerin yerine sindy bebekler, transformers, playdoh, tombo 05 kalem ucu istemek, fkmye gidip denemelerinin ve diger sinavlarinin uzerindeki figurleri renkli kalemlerle boyamak, susam sokagi, "cek cek kurekleri mavi nehirde, keyifli neseli tasasiz cikar hayatin tadini", ali ogmen'in sosyal ve fen bilgisi kitaplarini calismak, rana kilicin* lacivert renkli puzzle parcali matematik kitabini cozmek, ilk proteinli muzlu cokoprensi yiyinceki yuz ifadesi, kral tv nin pop muzigi calan zamanlari ve vj kavrami, hatta vj. yesim, emrahin bati yakasinin hikayesi, ayrica sevdim mi tam severim'i, tarkanin kil olusu, renkli iplerle saca yapilan uzantilar ve orulen bilezikler, pirinclere yazilan renkli sulardaki isimler, raksotek'in cizgifilm videolari: alis harikalar diyarinda, asteriks ingilterede, monica seles, sanchez, michael jordan, garip sekilde danseden veya gunes gozluklu kola ve sprite kutulari, cim adamlar, parizyen'in renkli cocuk coraplari, pamuklu taytlar, ilk kocaman kare siyah discman, babanin araba telefonu, michael jackson'un remember the time klibi ve dangerous albumu, robinson club lykia.... ve bu hayal meyal tam olarak parcalarini birlestiremedigim donemde dunyayi yeni yeni taniyor olmak.


    (green eyed monster - 26 Ekim 2004 09:23)

  • comment image

    doksanlarda çocuk olanlar için pazar akşamları bizimkiler izlemektir biraz..pazartesinin okul hazırlığı yapılır, sanki pazar değil de pazartesi banyo yapsak olmuyormuş gibi illa pazar günleri banyo yapardık.. çocuk kalbimizle kapıcı caferi sever, sabri beye kıl olurduk.. ali desen, bizimle büyüyordu onu gördükçe büyüdüğümüzü hissediyorduk.. sonra maraton başlardı ki; bir kadın olarak futbola olan sevgimin nedenidir maraton. erman toroğlu' nun gerizekalıya anlatırmışçasına açıkladığı pozisyonlar sayesinde, iddia ediyorumki erman toroğlunu izleyerek hakemlik adına bir şeyler öğrenmiş olanlar süper ligde maç yönetse; hiçbir yönetici ve futbolcu çıkıp da hakem hakkımızı yedi demez..*

    doksanlarda, pazar günleri evlerde genelde misafir olurdu ya da biz misafirliğe giderdik.. bir süre evin içinde oturup da illallah dedirtecek kadar çok şey kırar, argo konuşarak anneyi sinirlendirmeyi başarır, nihayet annelerin başından savma amaçlı izinleriyle sokağa çıkardık.. güçlü olanın kazandığını, yaşı büyük olanın hiyerarşi estirdiğini misket oynarken öğrendik.. sen kazanmış olsan bile o dönemde “piç” diye tarif ettiğimiz bir çocuğun tasoları kapıp kaçtığını gözlerimizle gördük, play station bize uzaktı segalarımızı canımız kadar sever ama önce arkadaş derdik.. parkda yeterince yorulup, yeterince seksek oynayıp, 9 taş da kazanmadan, üstümüz yeterince kirlenmeden ya da annemiz bizi eve çağırmadan, ev denen şeyin varlığı aklımızda yoktu..

    ahhh bir de süper baba vardı ki, cuma akşamları sobanın üstündeki çaydanlıkla beraber hatırlıyorum hala.. geçen aylarda kanal 1' de tekrarı vardı ipek gidiyor fiko intihar ediyordu.. ipek giderken fiko' nun ağacın arkasından bakması duygulandırdı beni, hadi itiraf ediyim gözlerim yaşardı biraz.. babam dedi ki “siz o zaman da ağlamıştınız ablanla ikiniz fiko’nun intiharına”.. tabii ben uzun zamandır diziyle büyüdüğüm için dizinin başrolünün ölmeyeceğini öğrenmiştim artık.. bu defa beni ağlatan ipekin gidişi fikonun bakışıydı.. üzerinden 11 yıl geçmiş, çocuk benle şimdiki ben arasındaki farklar daha belirgin artık.. hem alim bile büyüdü kocaman göbekli bir genç oldu, biz niye değişmeyelim.

    biz tarkanı kendi ellerimizle büyütmüştük.. dişlerinin ayrık olduğu günleri bilirdik, savaş abisine çişi geldiğini söyleyecek kadar bizimle aynı yaştaydı.. ki ben 8 yaşındaydım ve annem öğretmişti "başkalarının yanında çişim geldi demek yok" demişti.. divalığının nerden geldiğini anlayamadığımız bir ajda pekkan vardı ,bebeto burak kut vardı mesela bizim için bişey ifade etmese de ablamın odasındaki posterini hala hatırlarım, şimdi zar zor hatırladığım ortada kuyu var yandan geç ozan, arabası olup da ruhu olmayan mustafa sandal çıktığında biz çocuktuk.. yonca evcimik aboneydi o zamanlar, nedendir bilinmez 9.15 vapurunu beklerdi.. sezen hep sezendi..

    biz 90ların çocukları ne 80ler gibi siyasi bir karmaşanın ortasındaydık, ne de milenyum çocukları gibi teknolojinin içine doğmuştuk. hem sega hem bilgisayar kullandık,hem rock hem arabesk dinledik, trt nin tek kanal günlerini görmemiş olsak dahi az kanal nedir biliriz.. biz hem erkan yolaç' a, hem cem yılmaz' a güldük, cem özer' in laf lafı açıyorla türkiye’nin ilahı olduğu günleri de hatırlarız..

    bir de süper mario vardı mesela, ondan sonra hiçbir oyun kahramanını sevemedim, ondan sonra hiç kimse mantarını taştan çıkarmadı.. bir de hiçbir oyunu bitirmek için bu kadar çok uğraşmadım hiçbir oyunun sonuyla ilgili süper marionun son bölümüyle ilgili duyduğum kadar çok yalan duymadım;

    -ya benim kuzenim bitirdi süper marioyu.. son bölümde ateşten atlayıp, suda yüzyomuşsun, havada ateş edip, karada sıçıyomuşsun!
    -yalan atma!yalancı! abim dedi ki sonunda mario ölüyomuş..
    gün geldi 8-4e gelip bitirdik marioyu..zaten bizim eve de bilgisayar gelmişti.. mario’nun pabucu dama tabi.. sonra gömleklerimi pazar akşamları annem değil, pazartesi sabahları bizzat ben, okula geç kalmamak için bir yandan diş fırçalayarak ütüler oldum.. pazar günleri ben arkadaşlarımla geziyor, annemle babamsa haftanın yorgunluğunu atmak için evde kalıyorlardı.. velhasıl 90lar bitiyor, ben büyüyordum..


    (hataraporu - 3 Mayıs 2006 18:55)

  • comment image

    işin sırrı olinde iki kere rafine reklamlarına hasta olmak, hangisi daha hafif? diye sorup "sağdaki" demek, kanal 6'da ana dizisini izleyip "çatçatçat kel behzat" esprisine gülmek, anaya bak anaya bedel üç beş babaya şarkısını söylemek, gece annenin uyuman için yaptığı ikazlara uymayarak fıstıki musiki izlemek romina ve gülçin'i çok sevmek, tırtıllar asla asla asla kahverengi bot giymez! diyebilmek, ninja kaplumbağalar izleyip shredder'a kıl olmak ama april o'neal a hasta olmak teenage mutant ninja turtles şarkısını "tıniçnutuknincatörtıls" diye söylemek, she-rayala he-man'in evlenmesini istemek, makarena dansı yapmak, turnike izlerken güner ümit'in soğuk esprilerine gülmek,street fighter oynamak kızların chun lee olmak için kavga etmesi, erkeklerin ken ve ryu kavgalarıyla sağa sola aduket çekmesi, aileler yarışıyor izlemek salak salak 100 kişiye sordukla başlayan espriler yapmak, tetris'te rekorlar kırmak elinin tetris oynamaktan uyuşması, doğumgününü mcdonaldsta kutlamak istemek annenin izin vermemesi, persil yeşil adamı tanımak ve ona saygı duymak, tüm evebeynlerin mcdonald's a makdanılt demesine gıcık olup sürekli düzeltmek, tüp çokoremin içine çubuk kraker daldırıp yemek, barış manço'yu çok sevmek oku bakiim ayııı diye bağırarak dolanmak, pazar günleri bizimkiler izlemek "kız katilsin valla kız" "ayla teyzem ne güzel ölee hık hık hıçkırıyo" "6 kere 8 -hııı 40 amca lan dunkof 48 48 .." geyiklerine yarılmak, bişey sorulunca sonuna "...babam afedersin" eklemek,bizimkiler'in ardından parlement sinema klübü çıkınca uyku vaktinin gelmesi saçlarını kuruturken annenin parlement sinema klübü reklamını görünce hadi uyku vakti demesi, ayı yogi izleyip cümlelerin sonuna "efeemm" eklemek, yaseminname ve yasemince izlemek "sürahi hanım" taklidi yapmak, chupa chups şekerlerinden çıkan çıkartmaları (spicegirls gibi) biriktirmek çıkartmalar için 10 tane şekeri üstüste yiyip şeker komasına girmek, chupa chups'un düdüklü şekerlerinden yiyip düdüğüyle içinden çıkan notamsı şeye bakıp oo mc donald had a farm ve türevlerini çalmaya çalışmak, tarkan'dan kıl oldum abi dinlemek, yonca evcimik danslarını taklit etmek, süper baba izleyip fiko'nun deniz'le evlenmesi için dua etmek, bay kamber izlemek, müfettiş gadget izlemek ve orgda müziğini çalmaya çalışmak, hakan peker'in köylü güzeli şarkısında klip çekmek, yine pazar günleri ödev yaparken pazar 94, pazar 95 (heryıl değişen program) izlemek ve ordaki platform yarışmasında eğlenmek anneye "anne sokat ne yaa" diye sormak, izel'in "hasretim" (şu yamyamların izel'i kaçırdığı) klibi evde çekmeye çalışmak şarkının başını : hanimakarnalarsınyagrudaa" diye söylemek, deniz arcak'tan yağmurdan kaçarken söylemek, mahallenin muhtarları izlemek temel'in uyy çaydanduk diyişini taklit etmek müzevvir müzeyyen'e kıl olmak muhtar bey'e asılan handan hanıma gülmek, helvacıoğlu blok flüt istemek, o yaşta keten kare topuklu kro ayakkabılardan giymek (feci modaydı), kağıdı kurşunkalemle karalayıp büyüteçle güneşte yakmak çıkan dumana hayret etmek, hügo izlemek tolga abiye ve köpeği "garip"e hasta olmak, arkadaşlarına anket defterini doldurtmak veya arkadaşlarının anket defterlerini doldurmak "lakabınız" kısmına hiç lakabın olmamasına rağmen "pirenses" yazmak, cuma günleri bir başka gece izleyip şarkı söylenen kısımlara gıcık olup skeçlerin gelmesini heycanla beklemek,tom ve jerry'de tom'a üzülmek, yumiyum yemek, polis akademisindeki mahoniye aşık olmak, olacak o kadar izlemek olaya kaptırıp telefonu kapatırken "beni bekleyin anacıım" demek, 7den 77ye çıkmak için hayal kurmak sürekli mektup yollamak, yapışkanlı küpe takmak, roller blade alması için anneye yüklenmek, deliler gibi nintendo oynamak, super marioyu bitirme hayalleri kurup her seferinde "thank you mario but the princess is an another castle" yazısını görüp bişi anlamayıp ingilizce bilen abi ablaya sorup "yok prensesi kurtaramamışsın başka bi kaledeymiş" diyince üzülmek, abinin ablanın kuzeninin eskiyen kara kutusunda tavşanı karşıya geçirme oynamak, susam sokağı şarkısını ezbere bilip bütün gün evde söylemek, minik kuş-edi büdü hastası olup ilkokul öğretmeninin "susam sokağında harfleri yanlış öğretiyorlar hiç göstermesinler dediğine şahit olmak, okul çıkışındaki adamlardan dandik şekerler leblebi tozu tarkan posteri almak, zaman ilerleyince backstreet boys ve spice girls şarkılarını anlamadan "ifyouwannabimalava" diye anlamadan söylemek,backstreetboys'un kütpleyinkgeymıs şarkısını çok sevmek, grup vitamin dinlemek "ismail" şarkısını ezbere bilmek, akülü arabası olan çocuklara üzülmek anneye babaya akülü araba için baskı yapmak ama sonunda babayı almak, star tvnin açılısına tanık olmak, izel-çelik-ercan'ı sevmek ve ordaki izel gibi olmak istemek, ajlan ve mine'ye hasta olmak, tayfundan hadi yine iyisin dinlemek, troll bebekler alıp saçlarını okşayıp dilek dilemek dileğin gerçekleşmesi
    için saçlarını kimseye elletmemek, hülya avşar doğurdu mu doğuracak mı çocuğu nasıl olacak diye beklemek, top10 listelerini takip etmek, kral tv'nin açılışıyla tv karşısında kliplerde dansetmek, nickelodeon'da clarissa ve pete& pete izlemek nickelodeon reklamlarını ezbere bilmek, burak kut'un çılgınım şarkısını bılgınım ben başkına bazırım bayımdan bok gibi bırlarıp diye söyleyip bok kısmında kıkır kıkır gülmek, yıldız tilbe'nin ortaya çıkması delikanlım şarkısını o yaşta dinleyip "geceler boyu sevişmelerimiz bitmesin" kısmında kızarmak, abinin/ablanın aldığı almanca bravo müzik dergisinin en orta sayfasındaki cinsellik sayfasına bakıp fotoları görüp utanıp hayata küsmek, aynı anda birşey söylenince cips kola klit blöps demek, fransa 98 oynayıp çıkartma kitabını alıp çıkartma biriktirmek, yonca evcimik kolyesi takmak, milliyet çocuk dergisi almak,eurovizyonda şebnem paker'i desteklemek "dinle" şarkısını söyleyip durmak, hersezon lüküs hayat'a gitmek zihni göktay'ın eklediği güncel esprilere gülmek ve malesef hersene kadrodan birilerinin eksildiğini görerek üzülmek, michael jackson'ın eski halini görüp hayretlere düşmek, elm sokağında kabus izleyip akşam annenin seninle uyuması için yalvarmak, kanald'nin ilk açıldığı dönemlerde tsubasaizlemek, yerli malı haftasında okula çikita muz getirenleri kınamak çikita yerli değil öğretmenim diyip getireni ispiyonlamak, gazetelerden kupon kesip 14 kupona kocaamaan oyuncak ayı almak, annenin gazetelerden gelen tabak çanak için aynı gazeteden on tane aldığına tanık olmak, bir dönem tüm evlerdeki tabak çanağın "acropal" olması ve misafirliğe gelince tabaklara bakıp sırıtmak, power rangersçılık oynayıp pembe olmak için heves etmek, hey corç versene borç şarkısını ezbere bilmek anlam verememek, patlayan şeker yemek, karamelek izleyip ilişkilere anlam verememek "lamia hanım" a üzülmek, aboneyimm abonne diye ortalarda dolanmak, lambada dansı yapmak yasaklanmasına anlam verememek, oya&bora ikilisine özenmek sınıftan erkek/kız arkadaş bulup oya&bora taklitleri yapmak "ara beniii" söylemek, kırmızıyı tutup kural koyan olmak yananlara şans tanıyıp "allahın hakkı üçtür" demek, karakedi görünce saçını çekip 3 tane kuş görmeye kendini zorunlu hissetmek, ebeturabirkiiüç oynamak, maculay culkin'e aşık olmak, mary-kate ve ashley olsen'a özenmek, kokulu kağıt koleksiyonu yapmak, ahmet buhan matematik kitaplarından matematik öğrenmek, otomatik kalemkutu alması için anne babaya yüklenmek, galeria'daki fame city'ye gitmek ama boyun kısa olduğu için define adası'na girememek içeri giren abla/abi ye uyuz olmak peşinden ağlamak, stres bileziği alıp ikide bir onunla oynamak annenin gıcık olması, dolma tekerli bmx bisiklete binmek abinin/ablanın lastikleri inen şişen bazen patlayan pinokyo bisikletini kıskanmak, öğretmenlerin kemal sunal dizisi izlemeyi yasaklamasına sinir olmak, sanal bebek alıp sabahtan akşama kadar onunla oynayıp yedirip yedirip çatlayıp ölmesi, gazeteden şebnem bebek ve türevlerini alıp biriktirmek evde çöplük yaratmak, little babies alıp içinden zenci bebek çıktı mı diye bakmak zenci bebeğin uğur getirdiğini düşünmek, taso çılgınlığına tanık olmak, dönen taso-televizyonlu taso ve türevlerini, she&he dergisi almak, hey girl okumak, 1bin liraya sakız alırken sakızın 5bin lira olduğunu birden farkederek dehşede düşmek, calippo yemek, necmettin erbakan ve mesut yılmaz taklitleri yapmak, caprii caprisuun capricapri caprisuun reklam şarkısını bilmek, süpriz çukulatanın içinden çıkan oyuncakları biriktirmek, lazerlerden satın alıp okula götürmek okulda öğretmenin lazerinizi alması "velin gelince alır" demesi, sokaklarda tansu çiller'in "2000'e 3 kala" sloganlı resimlerini görmek, "titanic'e gittin mi" diye sormak cevap olarak "3 kere gittim" denmesi "en son hangi filmi izlediniz sorusuna "titanic" demek, evebeynlerinin seni aslan kral'a götürüp senin bi bok anlayamaman ama onların hüngür şakır ağlaması, metin arolat'ın "dert değil" klibini izleyip inanılmaz şaşırıp göğüslerden muhallebi dökülmesi sahnesinde gözlerini kapamak oha demek veeee 90lı yılların sonlarında: ericsson cep telefonlarının çıkışıyla "a1018 ablan 20", "erikson çilekbaş" gibi iğrenç espriler öğrenmek, nokia telefonda yılan oynayıp yılanda rekorlar kırmak, abiler/ablalar/kuzenler vasıtasıyla icq'nun irc'nin e-mail'in varlığından haberdar olup, icq numarası almak ve 8 haneli icq numarasını ezberlemeye çalışmak, irc dili öğrenmeye çalışmak "lam" "olm" gibi laflar ederek mallaşmak, 17 ağustos 99 depremini yaşamak ...2000lere girip ayvayı yediğini anlamak.

    eklenmeden edilememiş, 1996 yılından gelen edit: sen sus hiç bir şey söyleme sen sus da gözlerin konuşsun!


    (kelebenk - 2 Ağustos 2006 12:22)

Yorum Kaynak Link : 90'larda çocuk olmak