Süre                : 15 dakika
Çıkış Tarihi     : 01 Ocak 1992 Çarşamba, Yapım Yılı : 1992
Türü                : Animasyon,Kısa Film,Cinayet,Drama,Fantazi
Taglar             : dev,kitapçı,Sıradan adam,Hiciv,Alegori
Ülke                : İngiltere
Yapımcı          :  Grand Slamm Partnership
Yönetmen       : Geoff Dunbar (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Paul McCartney (IMDB),Linda McCartney (IMDB)(ekşi)

Ödüller      :

BAFTA:BAFTA Film Award-Best Short Animated Film


  • "orta yaşlarını epey geride bırakmış müptela bir amcaya soruyolar, bu meret bağımlılık yapıyo mu diye. "valla," diyo amca, "40 yıldır hergün içiyorum, daha öyle bir etkisini görmedim""
  • "tanım: sır, gizli şey anlamına gelen kelime.(bkz: beyler ben oyalıyorum siz devam edin)"
  • "esrar çelişki yaratır.belkide yaratmaz.."




Facebook Yorumları
  • comment image

    beynin regülasyon mekanizmasını bozarak algıyı değiştiren madde. bu nedenle ego bazlı tekil kullanımı değil, bir ortak sohbet sırasında kullanımı talep eder.

    düşünce hızımız çoğunlukla yaşadığımız dünya'nın hızından yüksektir. insan özellikle konuşurken o sırada kafasından geçenlerin hepsini tam olarak aktarma imkanı olmadığı için sürekli kontrolünü yapıp, bir taraftan anlatacağı şeyleri ayıklamak zorundadır. zihinde bir bombardımana dönüşen detaylar önemliler ve önemsizler olarak ayrıştırılır. ana konudan saptırmayacak, önemli olduğuna kanaat getirilen detaylar veririlir. diğerleri de atlanır. zihin, karşısındakinin ilgi durumunu farkedip aktaracağını uzun veya kısa tutmaya karar verebilir. esrar ilk olarak bu mekanizmayı kırar (bkz: ego). esrar alıp karşısındakiyle iletişime geçen kimsenin ifade edeceği şeyler, üst kontrol azaldığı için konudan konuya atlama ve serbest çağrışıma açık hale gelir. ana konuyla ilişkisi sınanmadığı için aradan kaçan bir detay hemen iletişimi domine etmeye başlayabilir. sonra da bir başkası.. zihnin hızının iletişimin hızıyla dengesini ölçme işlemi birkaç saniyede bir'den dakikada bir'e gerileyince aradaki sürede zihnin başıboş gittiği yol çoğunlukla geri dönülemez bir mesafedir. bu da bağlamı parçalar.

    gülme etkisi, bu artık aralıklı işlemeye başlamış regülasyon mekanizması geç devreye girip, parçalanmış bağlamı farkettiğinde oluşur. konu aktarımında kısa sürede gelinen nokta normalde gelinemeyecek bir noktadır. bu açıdan günlük yaşamla karşılaştırıldığında "saçma"ya tekabül eder. saçma da çoğunlukla komiktir. bu aynı zamanda yaşanan sürecin belleğe aktarımında sorunlar yaşanmasına neden olur. ertesi gün çoğu şeyin hatırlanmaması, konular-olaylar arasında "mantıklı" bağlar kurulup, deneyim bir düzene sokulup kaydedilemediği içindir. günlük regülasyon mekanizması yerindeyken hatırlanamayan olaylar bir sonraki esrar alımı sırasında, aynı bağlamsız işleyişe gelindiği için, daha rahat hatırlanabilmektedir.

    sanatçılar/tasarımcıların özellikle kullanmasının nedeni de bu bağlam parçalayan yapısından ötürü zihinsel yaratıya "sıradışı" olabilme imkanı vermesidir. normal düşünme mekanizması ile gelinemeyecek bir yere serbest çağrışımlarla gelebilmek mümkündür. bu açıdan "esrar kullanan sıradışı fikirler geliştirir" diyemesek de esrar alan kişinin sıradışı fikir ortaya çıkartmasının önündeki "vasati bağlam duvarı" artık ortadan kalkmıştır.. bu duvarın ortadan kalkması, vasatlığa bazal olarak dayalı olan statüko için tehlikeli olabileceğinden devlet alkol veya sigara yerine öncelikle esrar'ı yasaklar. çünkü alkol ve sigara benzer -hatta daha yıkıcı- zararlar içerse de, gündelik regülasyonumuzu etkilemediği için mevcut perspektifimizi sarsamamakta, bu da devlet tarafından baktığımızda zihinsel olarak "güvenli"dir.


    (kontra - 26 Mart 2010 00:25)

  • comment image

    olayın özü şudur. balkonunda maydanoz yetiştirmeye zekası yeten her insan bu bitkiyi de yetiştirebilir. bir saksı, bir tohum, biraz gübre, biraz su.

    oysa tütün ve alkol böyle değildir. ne evde tütün yetiştirebilirsiniz, ne de alkol üretimi yapabilirsiniz.

    bunu bilen egemenler/yöneticiler/kodamanlar bu maddeyi yasaklamışlardır. zira alkol ve tütün üzerinden dolaylı veya direk vergi yoluyla trilyonlarca $ para kazanılır. oysa esrar serbest olsa herkes evinde yetiştirecek, kimse bu maddelere para vermeyecek.

    bu hayat zor. pespembe değil. bu nedenle hepimiz hayatın bize batan köşelerini yuvarlayacak avunmalar arıyoruz. sigara bu yatıştırıcıların en yaygını. kimisi alkolle kendini uyuşturup gerçeklerden kopuyor. kimisi ilaç firmalarını zengin ediyor anti depresan kullanarak.

    bu maddeleri üretenler kimlerse, bunlardan kimler para kazanıyorsa, bugün dünyada yürürlükte olan esrar yasağının kaymağını yiyenlerdir. yani konu insanların sağlığı falan değildir. konu her şekilde esrardan daha zararlı olan maddeleri üreten ve satan kitlenin tatlı paralarından olmamak için yaptığı propagandadır.

    bu düzenin devamlılığını sağlamak için de kazandıkları vergi gelirlerinden bir kısmını halkı korkutma amaçlı kampanyalara yatırmaktan çekinmezler. filmler, broşürler, felaket hikayeleri, özünde çok farklı olan kimyasal uyuşturucuları esrarla bir tutan zihniyetin insanların beyinlerine pompalanması falan.

    sonuçta alkol ve sigara gibi her yıl dünya nüfusunun hatırı sayılır bir kısmını öldüren maddeler legaldir, bu maddeleri kullanarak kendini yavaş yavaş öldüren ama sağlığa zararı bunlarla kıyaslanamayacak kadar az olan esrarın adını duyunca -hiç denememiş bile oldukları halde- felaket tellallığına soyunan milyonlar devşirirler.

    bu kitlelere pompalanan paranoya yüzünden esrar illegaldir. bu nedenle bu maddenin trafiği suç örgütlerine yıkılmıştır. o suç örgütlerinin tepesinde de esrarı yasaklatan kodamanlar vardır. her şekilde para onların cebine girer, legal madde veya illegal madde farketmez. üstelik feci de korkarlar serbest olmasından zira bu meret insanın gözünü açar feci bir şekilde. sonra ayaklanırlar falan.

    sabahtan akşama kadar sigaraları içip, akşam da bayılıncaya ve karaciğeri mahvedinceye kadar alkole vuran, sonra da ortalıkta esrar aleyhine konuşan bilumum kitle de bu adamların piyonudur. bu kadar net.


    (marpione - 20 Şubat 2012 06:59)

  • comment image

    zamaninda ingiliz donanmasinda asciydim; hindistandaki somurgemizde uc kurusa urettigimiz afyonu getirip cin'deki kacakcilara muazzam kar oranlariyla satiyorduk, ben de her gun istakoz pisiriyordum murettebata. cin imparatoru cari aciktan ve milyonlarca kesten iskillenip, afyon satisini yasaklayinca afyon savaslarini cikardik, adamlara zorla afyon satabilmek icin. sattik da, arada hong kongu da aldik. istakozu meshurdur. neyse, simdi afyonu birak, cok daha zararsiz esrari kullanmak isteyen birini hapse atiyoruz. kisaca,

    yil 1840: en iyi cinli eroinman cinlidir, karsi cikiyorsa olu cinli haline getirilebilir.
    yil 2011: en kotu ingiliz ot icen ingilizdir. karsi cikiyorsa hapsedilmis ingiliz haline getirilebilir.

    edit: yil 2012: hala yili 2011 sanan turkler var, bunlarin sorunu esrarin, afyonun otesinde.


    (immanuel tolstoyevski - 20 Şubat 2012 10:35)

  • comment image

    orta yaşlarını epey geride bırakmış müptela bir amcaya soruyolar, bu meret bağımlılık yapıyo mu diye. "valla," diyo amca, "40 yıldır hergün içiyorum, daha öyle bir etkisini görmedim"


    (mortifera - 16 Haziran 2003 02:14)

  • comment image

    inanması güç evet, ama bazı ülkelerde kullanımı serbesttir.

    bu ülkelerin durumu, nereye vardıkları, gençlerinin durumu merak edilmiş, konuyla ilgili ufak bir şakalı vidyomuz var:

    http://www.youtube.com/…ilpage&v=1hjqsvoy6vu#t=111s
    ingilizce bilmiyor ve vidyoyu anlayamıyor musunuz?
    e ama hollandalılar legal olarak esrar kullanabilmesine rağmen dört dil biliyor ve bu vidyoyu anlayabiliyorlar?


    (aernath - 6 Ocak 2013 17:10)

  • comment image

    ''panik ataklar var kötü oluyoz içince :s'' denilerek yasallaşmasına karşı çıkılan çiçek. zorla mı içiriyorlar sanki?

    karaciğer hastaları var o zaman alkolü de yasaklayalım. madem içmeyi bilmiyorsun, madem bad trip yaşıyorsun, içme.


    (komik nickli yazar - 29 Haziran 2015 10:47)

  • comment image

    tck madde 191: (1) kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

    buradan da görüldüğü üzere, cebinde içmek için 3-4 gram esrar bulunduran ve bunu arkadaşıyla paylaşan bir insanı iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası işe cezalandırılabilirsiniz.

    işte sorun tam da burada, esrar içmenin zararlı olup olmamasından çok söz konusu olan hapis cezasındadır.
    esrar temin etmenin ve kullanmanın ''suç'' olması, kişi hak ve özgürlükleri açısında oldukça büyük bir sorundur.

    şöyle ki;

    her suçun bir mağduru veya pasif süjesi olması gereklidir. ceza hukuku da dahil tüm hukuk, bir süjeden doğan ve başka bir süjeye ait menfaatler alanını etkileyen hukuka uygun veya aykırı davranışları düzenler. bir kimsenin yine kendisi üzerinde suç işlemesi söz konusu değildir; insanın kişiliği bir suçun aynı anda hem aktif süjesini hem de pasif süjesini oluşturacak biçimde ikiye bölünemez. bu nedenle örneğin kendi kendini sakatlama veya kendi malını tahrip etme fiilleri, bunlar sadece işleyeni etkiledikleri sürece suç sayılamaz. çünkü söz konusu fiiller başka süjelere yansımamaktadır.

    bununla beraber bir kimsenin askerlikten kaçmak maksadıyle kendisini sakatlaması veya sigorta bedelini almak maksadıyla kendisine ait malı tahrip etmesi fiilleri suçtur. çünkü fiil birinci durumda ferdin askerlik hizmeti yapmasına ilişkin devlete ait menfaati, ikinci durumda sigorta şirketinin malvarlığı hakkını ihlal etmektedir. pasif süje devlet ve sigorta şirketidir.

    oysa ki; bir insanın içmek için aldığı 10 gram esrarı arkadaşlarıyla paylaşması, beraber kendi iradeleriyle bunu tüketmeleri sonucunda menfaati ihlal edilen herhangi bir süje yoktur. bu nedenle esrar temin etmenin ve içmenin bu kadar ağır cezalarla tehdit altına alınması kişi hak ve özgürlükleri genel teorisi bakımından oldukça mantıksız. her ne kadar pratikte içicilere ceza vermek yerine tedavi etmeye yönelinmekteyse de burada tedavi edilecek bir hastalık söz konusu olmadığı gibi bu şekilde bir ceza tehdidiyle sınırlandırılacak kadar kamu düzenini bozucu bir davranış da mevcut değildir.

    işte problem buradadır. esrar ve türevleri ağır kimyasal uyuşturucular ile aynı kategoriden çıkarılarak esrar içmenin suç olmaktan çıkarılması gerekmektedir.

    içmek isteyen rahatça alıp içebilmeli; devlet de zararları konusunda yeterli düzeyde bilinçlendirici eğitim vermelidir. nasıl ki bir insanı; her gün marketten alıp hepsini içtiği 70'lik rakı için, her gün çayına attığı 7 şeker için, her gün yediği bol trans yağlı sağlıksız yiyecekler için, sağlığına dikkat etmediği ve günde 3 paket sigara içtiği için hapse atmıyorsanız, esrar içtiği için de bir insanı hapse atmıyor olmalısınız.

    bu kadar basit.


    (sologitar - 20 Ekim 2015 00:27)

  • comment image

    yukarda belirtildiği üzere kötüye kullanımının yani keyif verici olarak abuse edilmesinin ciddi ölçüde kötü etkileri olduğunu gözlemlediğim maddedir. uzun süredir her gün kullanan insanlarda aşağıdakilere şahit oldum:

    - hafıza ve dikkatte ciddi bir düşüş: 20 küsur senedir her gün kullanan bir tanıdığımda çok ciddi ölçüde hafıza kayıpları başladı. sohbeti sürdürürken, bir şey okurken dikkatini toplayamıyor. iki gün önce uzun uzun anlattığı, üzerine konuştuğumuz konuyu bak sana sır vericem diye yemin içirerek tekrar anlatmaya başlıyor. sık sık doğru sözcüğü bulamıyor. on dakikadan uzun dikkat isteyen bir şeyle uğraşıyorsa diyelim ki elindeki yirmi sayfalık bir yazıyı okuması gerekiyorsa en az üç kere ara veriyor, baştan alıyor. algısı, kavrama yetisi inanılmaz ölçüde düştü. bir nevi erken bunama yaşıyor. sosyal hayatta çalışması, dikkatini toplaması gereken durumlarda eğer içmesi mümkün değilse işlev gösteremiyor. çalışmak zorunda ise yoğun strese girip kolay sinirlendiğinden iş hayatında kayıplar yaşıyor

    -maddi yönden çöküşe sebep oluşu: hesap ettiğinde ayda 1500-2000 lira kadar bir harcamaya sebep olduğunu gördük. kazancına oranla korkunç bir miktar olmasına rağmen buna verdiği paraya acımıyor

    -sosyal çevrede tekinsiz kişilerin artışı: bildiğiniz üzere bu meret bakkalda markette satılmıyor dolayısıyla en eliti de olsa torbacı torbacıdır ve en az haftada bir kere bu tiplere ulaşmak, muhatap olmak durumunda kalmak ciddi bir risk içeriyor

    - yoksunluk sendromu: kimse bağımlılık yapmıyor demesin. başka bir arkadaşım 15 gün kadar içmediğinde çok yoğun gece terlemelerinden, huzursuzluktan, sinirden feleğini şaşırdı bizzat şahit oldum çektiği sıkıntıya

    - otlakçılar: sosyal çevrede tekinsiz kişilerin artışı başlığına da girebilirmiş bu aslında. ellerindeki stok bitince kahve içmeye gelen ne idüğü belirsiz insanlar peydah oluyor. bu insanlara bir gün bana da lazım olur düşüncesiyle hayır diyememe ve gerek maddi yönden binen ekstra yük, gerekse içilmesine mekan sağlamak türünden adli meseleler az buz problem değil

    -alkolle birlikte tüketiminde tam bir müptezel hayatının ben geliyorum demesi: hiç kimse bana kafasından bahsetmesin. çok eğlenceli olduğunu iddia eden tipler nadiren içenlerdir herhalde. çok merak edenlere de söyleyeyim, hani gençken ilk biranızı içtiğinizde ekikiki diye gülmüşsünüzdür kafa oldum ehehe moduna girmişsinizdir ya, ondan farklı değil. bir süre sonra bira ne kadar anlamsızlaşıyor ve dört beş taneden önce pek bir etkisini göremiyorsanız bu da öyle. eğlenicez heyoo gazıyla çok gülebilir ya da mal mal duvara bakabilirsiniz. ilk sarhoşluğunuzdan çok da farklı değil. bir iki üç beş, önünde sonunda bu da sıradanlaşacak ve o ilk seferki güya çok eğlenceli anıları yeniden yaşama umuduyla her fırsatta tekrar denemek isteyeceksiniz olan bu. gencinde yaşlısında yıllardır gördüğüm bu ve iyi bir gözlemciyimdir merak etmeyin.

    ha yeri gelmişken alkolle beraber düzenli olarak bunu kullanıyorsanız saatlerinizin, günlerinizin, yıllarınızın bomboş, dumanlı bir kafayla geçmesine hazırlıklı olun. kafa gerektiren bir işiniz varsa ilk başlarda hmm yaratıcılık diye düşünebilirsiniz ama bir süre sonra elinizdeki işe konsantre olamayacağınız, her akşamınızın bomboş, anılara gömülmüş halde geçeceğini söyleyebilirim

    - hijyen: bunu da aklıma gelmişken söyleyeyim. güya çok titiz, dışarda yediğine içtiğine çok dikkat eden insanların nereden geldiği, pis mi temiz elle mi poşetlendiği belirsiz, üstüne böcek ilacı mı sıkıyorlar hapşırıp öksürüyorlar mı bilmedikleri bir şeyi düşünmeden içmeleri de hep enteresan gelmiştir. hele annesinin bardağından su içmeyen bir arkadaşım vardı dört beş kişinin çevirdiği yani onun ağzından çıkıp senin ağzına giren sigarayı içerdi. ben çok titiz değilimdir buna rağmen baktığımda koca koca heriflerin birbirlerinin ağzından çıkan salyalı sigarayı içmeleri hep tuhafıma gider

    bu saydıklarım insanları korkutmak için değil. içene hiçbir zaman karışmam. benim bünyem zayıf, bir iki kere denedim bana iyi gelmedi. içildiği ortamlarda
    ikramları da hep geri çeviririm zira keyif almıyorum. tamam herkesin kendi hayatı. zaten benim verdiğim örnekler öyle arada bir takılanlarla ilgili değil. günlük bazda uzun yıllar kullanan insanların durumundan bahsediyorum. bu insanlar da arada bir takılarak başlamışlardı ama nasıl olduysa şimdi madden, manen ve fiziken çöküntü içindeler. o yüzden maddi imkanınız ve erişiminiz bu kadar sık kullanmaya müsaitse çok dikkatli olun. bağımlılık yapmıyor tatavasına güvenmeyin. fiziksel bir bağımlılık yoksa bile alışınca psikolojik bir bağımlılık yapıyor, içilmediğinde bir şeyler eksikmiş, eğlenemeyeceklermiş gibi bir tribe giriyor insanlar defalarca gördüm bunu. iş işten geçtikten sonra noluyo lan benim hayatıma diye kalakalmayın yani.

    ha ayrıca bazen kullanmayanlar kendilerini yetersiz hissedebiliyor. yedi sekiz kişinin takıldığı bir ortamda size uzatıldığında yok almayayım dediğim için acaba yeterince cool değil miyim sorgulaması yaptığım çok oldu. çünkü anasını sattığımın yerinde sanki herkes hippi bir ben sıkıcı memur tipmişim gibi geliyordu. ama şimdi içmemek ayrı bir havalı geliyor. deneyecekseniz bir şey demiyorum ama içmek istemiyorsanız, iyi gelmediğini biliyorsanız gönül rahatlığıyla kullanmıyorum siz takılın deyin kibarca, sohbete muhabbete devam edin. ayrıca işin ironik tarafı görece cool , bohem bir hayatı olan benim, genellikle içenler de sabah mesaili işlere gidecek olanlar oluyor. dolayısıyla soru işaretiniz olan bir şeyi içip içmemek sizi sosyal hayatta sıkıcı ya da eğlenceli yapmaz. ergen tribine girmeye lüzum yok.

    edit: kaderde bu konuyla debe'ye girmek de varmış. kendimi hank schrader gibi hissettim durup dururken


    (burlesqueen - 1 Mart 2016 06:02)

Yorum Kaynak Link : esrar