Alice's Adventures in Wonderland (~ Alis harikalar ülkesinde) ' Filminin Konusu : Lewis Corrall'un ayni isimli romanindan uyarlanan 1972 yapimi bu Ingiliz muzikal filmi bunyeisnde cok sayida yildizi braindran bir film olmustur.
The Wonderful World of Disney(1997)(7,5-341)
Alice in Wonderland(1966)(7,1-653)
Alice in Wonderland(1933)(6,5-1718)
Alice in Wonderland or What's a Nice Kid Like You Doing in a Place Like This?(1966)(6,5-104)
Alice in Wonderland(1999)(6,3-7092)
Dr. Who and the Daleks(1965)(5,7-3398)
vol. 1"carroll'da her şey korkunç bir kavgayla başlar" demiş deleuze ve eklemiş: 'derinliklerin kavgası', nesneye aidiyeti olan bütün nihiller, kutu içindekilere göre hayli küçüktür carroll'da ve mesela yemeye çalıştığınız herhangi bir yiyecek toksiktir. bağırsaklar sürekli gerilerek uzamaya devam eder ve canavarlarla büyük bir kovalamacanın içindeyizdir. küçük kardeş, diğer küçük kardeşini yem olarak sunaklara sunar. bedenler birbirine gark olur, her "şey" yiyecekle dışkıyı biraraya getiren bir tür yamyamlık halinde birbirine karışır. dipteki her şey korkunçtur, korkunçluğundan mülhem saçma. silent shoutvol. 2carroll'ın dünyasına dair en ilgiç şeylerden birisi, alice harikalar diyarında'nın ilk önce alice'nin yeraltı serüvenleri olarak adlandırmasıydı. elbette ki bu isim tutmadı çünkü alice giderek yüzeyleri fetheden muzaffer romalı komutan olur, yükselir ve yüzelere tekrardan döner. yüzeyler o'nun yaratma alanıdır, sonra sızma ve gömülme hareketleri hafifçe yana kayma hareketlerine yol açar; derinliklerin canavarları, kartlar üzerinde üçüncü boyutu olmayan figürlere dönüşür. des visages des figures.vol. 3aynanın içinden aynanın yüzeyini keşfetmek, satranç oyunu kurmakla eşdeğerdir. carroll'ın pozisyonu saf olaylardan ve durumlardan kaçış üzerine kuruludur. işin derinliğine sızamayız bu yüzden ve aynanın içinden kayma hareketiyle geçerek her şeyi bir solak gibi tersine iteriz. any colour you like.iş bu entry carroll'dan ziyade deleuze'e bir saygı duruşu niteliğinde olmuştur. lakin yanlış anlaşılmasın sakın, bu carroll'un vasatlığından değil son anlarında ciğerinin yarısı alınan adamın nefesinin kuvvetiyle ilintili bi şey. sübyancı diye burun bükecek olsaydık polanski'yi ayakta alkışlar mıydık yahu??
(dusunen hayvanin onde gideni - 14 Aralık 2006 00:36)
bir başucu kitabı. bu yaşta bile sıkıldığımda her zaman okuyabiliyorum. hayal gücü fırtınası.
(mortifera - 23 Mart 2002 23:28)
alice : i can't explain myself, i'm afraid, sir, because i'm not myself you see. ayrıca (bkz: sense within nonsense)
(luin 41 - 11 Ocak 2008 19:49)
ultra hiciv'li bir lewis carroll eseri. boyut değiştirici yiyeceklerden, oyun kartlarından tutun, yavru köpeğe kadar her yerinde süper istihzalar var.tam olarak anlayabilmek için öncelikle viktorya dönemi'nin geçmişini bilmek gerekiyor.
(bliss - 13 Mayıs 2002 19:21)
klasik "adventure" kalıplarını büyük ölçüde yıkan bir başyapıttır. sadece çocukların değil, tekdüze biçimde yaygın bir ekolden edebiyat donanımına sahip yetişkinlerin de birden fazla kez okuması yerinde olur.alice kahramanlaştırılmaz, kahraman mitinde temel olan bir "arayış"ı (ki buna orijinal olarak "quest" deniyor) yoktur ve karşılaştığı canlıları ötekileştirmez...ve pamuk prenses'in 7 cüceleri kalkındırırken, 1 lokma 1 hırkaya tamah ederek evi çekip çevirme fantazisinin aksine gayet "cool" takılır, asla külkedisi kadar ezik olmaz,kırmızı başlıklı kız gibi okurda acıma hissi yaratmaz,uyuyan güzel gibi pasif kalmaz,rapunzel gibi kurtumak için bitlenme pahasına prens aramaz...ama her şeye rağmen sarışındır ve bütün bunlar bir rüyadır.
(ignesfatuisi - 19 Mart 2008 15:55)
kelime oyunlarını seven matematikçi bir yazarın eseri olarak türkçe çevirilerinde anlam kaybı olsa da ingiliz diline has kelime oyunları ve ahenk, kitabın çoğunluğuna serpiştirilmiş halde de değil. hatta çok az yerde karşılaşılıyor denebilir. bu yüzden türkçe çevirilerinden okunduğu takdirde kaybolan anlam pek de fazla değil. bunun dışında eser zaten herhangi bir rüyanın* abukluğundan mürekkep olduğu için ortaya çıkan anlamsızlığın da bu yüzden gayet anlamlı olduğu söylenebilir. ağlarken yere düşen göz yaşlarından göl meydana gelmesi ve gölün, etraftaki canlılarla birlikte alice'i sürükleyip götürmesi, buradan kurtulan hayvanların kuruyabilmek için çözüm ararken görüşlerini sunmaları ve bu sırada farenin durup dururken william the conqueror'dan bahsetmeye başlaması ve dinleyenleri kızdırması, "söylediklerinden sen de bir şey anlamıyorsun" denilerek bu sefer de kurumak için önerilen şeyin yarış yapmak oluşu ve herkesin gık demeden katılması gibi unsurlar, rüyaların doğal niteliği olan basit bir noktadan bambaşka bir yere atlamanın güzel örnekleridirler. alice kimlik krizlerine girer; tavşan deliğinden düşen kişi ile kendisinin aynı insan olup olmadığını tartışır, alice'in bildiği bazı şeyleri (çarpım tablosu, öğrendiği şiirler vs.) hatırlamaya çalışır ama bunları deforme olmuş bir şekilde anımsar, aslında kendisinin mabel gibi diğer arkadaşlarından birisi de olabileceğini düşünür ve bu çıkarımı sorgular. gerçek bir rüyanın doğallığını da tam anlamıyla taşıdığı için tüm metnin, ayık bir kafayla yazıldığını söyleyebilmek zor. ama 60'ların lsd çılgınlığıyla ve abd'deki pedofili vakalarının sıklığıyla lewis carroll'a* ve eserine bakışın çoğu zaman anakronizm hatasına düşerek yapıldığı kanısındayım. fotoğrafçılıkla uğraşan biri olarak sadece yarı-çıplak küçük çocuk fotoğrafları çekmiş değil carroll, yeryüzü şekillerine varıncaya kadar kendisinin fotoğraf envanteri gayet geniş. kaldı ki victoria devrinde çıplak çocuk resimlerinin varlığı, noel tebrik kartlarında bile görülen ve garip karşılanmayan bir durum. ayrıca iddialar herhangi bir somut veriyle de desteklenmiyor, eserlerden çıkarılan yorumlarla bu sonuca varılıyor. geçmişteki metinlere freudian yorumların yapılması olağan ama carroll'un bilinçaltının dışına çıkan bir vaka isnadı yapmak, "allah allah kontesi kim sikti" kalıbımızı burada da kullanmak zor. bunun yanında carroll'un matematikçi kimliği de günümüz bilim anlayışından çok new age taifesinin heveslerini yansıyan türden; carroll ağabeyimiz telekinezi ve medyumluğa bile kafayı takmış birisi ve yine victoria cağı için bunlar da şaşırtıcı hevesler sayılmaz. buradaki meselenin asıl güzelliği, "kendine iş çıkarma sanatı" olarak da tanımlayabileceğimiz kapitalizmin pragmatik bünyesinde, theodor adorno'nun eleştirdiği kapitalizmin sohbetlerde dahi her zaman amaç ve çıkar arama çabasında oluşundan uzak bir eserin de yazılmış olması, negzel.
(balamir1 - 31 Ağustos 2008 18:52)
çocukken okunduğunda peri masalı zannedilen, yaş ilerledikçe her okunuşunda içindeki farklı sırlara erişilen; buram buram amsterdam sokakları kokan, alkollüyken ve fonda jefferson airplane çalarken okunduğunda ise ruha tekamül ettirip kalp gözlerini açan mistik kitap. eğer ki rüyanızda da white rabbit görmeye başlarsanız:(bkz: fenafillah)
(takeiteasy - 19 Ocak 2009 16:06)
daha cocukken babam tarafından bilinçsizce çocuk kitabı yanılgısına düşülerek alınmış, ta o zamanlar cok sevdiğim, büyüdükçe manasına vardıkça daha da cok sevdiğim, en iyilerim arasında yer alacak kitap. cheshire cat inden mad hatter ına kadar her karakteri ayrı ayrı kitap konusu olabilecek kadar derin, en basit cümlesi bile üzerine kitap yazılmaya değecek kadar felsefidir.--- spoiler ---alice: would you tell me, please, which way i ought to go from here?the cheshire cat: that depends a good deal on where you want to get toalice: i don't much care where.the cheshire cat: then it doesn't much matter which way you go.alice: …so long as i get somewhere.the cheshire cat: oh, you're sure to do that, if only you walk long enough.--- spoiler ---(bkz: we're all mad here)
(narcissa - 16 Ocak 2010 15:48)
bir mantik kitabi. misal, besinci paragrafinin ilk cümlesi söyle: "either the well was very deep, or she fell very slowly, for she had plenty of time, as she went down, to look about her."serbest ceviri yaparsam: "ya kuyu cok derindi ya da alice cok yavas düsüyordu; cünkü asagiya düserken etrafina bakmak icin yeterince zamana sahipti."cool!
(question the answers - 8 Mart 2010 22:13)
şimdi efendim, ben bu ingilizce'nin çok ekmeğini yedim. lisede arkadaşlarımın ödevlerini yapar, kazandığım parayla it gibi gezerdim bir lise öğrencisinin standartlarının çok üstünde. bu kitabın da bende, o zamanlardan kalma şöyle bir anısı var;"well, in our country," said alice, still panting a little, "you'd generally get to somewhere else — if you run very fast for a long time, as we've been doing.""a slow sort of country!" said the queen. "now, here, you see, it takes all the running you can do, to keep in the same place. if you want to get somewhere else, you must run at least twice as fast as that!"diye bir parça var kitapta.(bkz: #16561734) bu entry'de gözüme çarpınca hatırladım. neyse, ödev olarak hoca ince kitaplar vermiş, bir dönem boyunca çevirilecek türkçe'ye, hocaya verilecek. ben kendiminkini bir günde tamamladım tabii, her hafta ikişer kitap yapıyorum, köşeyi dönüyorum. neyse bir arkadaşın hissesine bu kitap düşmüş. aldım çevirdim verdim. incelerken bu kısım nasıl olduysa denk geldi, aynen şöyle bir diyalog geçti aramızda:-olm arpad bunu sil la+niye lan?-olm benim ingilizce zayıf. hoca şimdi bu cümleyi görürse, bu sıpa bi bok anlamamış, götünden uydurmuş der. inanmaz lan böyle bişeyin kitapta olduğuna+olm bu kitap zaten tuhaf biraz. hoca biliyodur yani böyle tuhaf şeyler var içinde hep-olsun olm bak gözünü seviyim sil. la valla inanmaz der ki bu çocuk uydurmuş bunu. tey allaam nası bi kısmet bendeki, ele adam gibi kitaplar düşer, bana düşeni adam ot çekip yazmış amg.çeviriden çıkarmıştım alıntıladığım kısmı. hey gidi günler. *
(arpad - 3 Şubat 2012 03:55)
oxfordlu matematik profesörü charles dodgson'un, bir sandal gezintisi sırasında üç küçük kıza anlattığı masaldan fazla bir şey değilken, 1865 yılında kitap olarak çıkmasıyla ününün dünyayı tutması, hemen birçok dile çevrilmesi bir oldu. hatta kraliçe victoria bile bu kitaptan o kadar hoşlanmış ki, yazardan, başka yapıtı çıkarsa hemen kendisine göndermesini istemiş. bu isteği üzerine gönderilen kitaba epeyce şaşmış olacak; çünkü charles dodgson'un bundan sonra çıkan kitabı ''determinantlar üzerine bir deneme'' oldu! gerçi ağırbaşlı profesörün kendi alanında yazılmış böyle daha birçok bilimsel yapıtı vardır; fakat ününü onlara değil, lewis carroll takma adıyla yayınladığı ''alice harikalar ülkesinde'', ''aynanın içi, alice orada neler gördü'' gibi şaheser saçmalarına borçludur.(alice harikalar ülkesinde isimli kitabın önsözünden.)(bkz: lewis carroll)
(treachery - 26 Şubat 2001 16:15)
tehlikeli.kesinlikle cocuk kitabi degil.gregor samsa olamadigimizda alice'i siginiriz.bu da bizi sizofren yapar...
(valec - 12 Ocak 2004 18:49)
kapanan gözlerimle resmini çizdiğim yüzün dökülüyor avuçlarıma .. yıldırım intiharlara meraklı bir masal gibiyiz ..benim varlığım senin çocuk karanlığında meraklı bir "allice " idi ..sen ise benim için harikalar diyarında iskambil adamlara olan poker borcum gibisin
(devilone - 20 Şubat 2004 22:14)
çocuk kitabıymış. peh! aşk ve yeni keşfedilen cinselliğin en gerçekçi biçimde anlatıldığı pek kanlı bir şaheserdir."şarap alır mısın?" diye sordu mart tavşanı yüreklendirici bir sesle.alice masaya bakındı, ama masada çaydan başka bir şey yoktu."şarap göremiyorum," dedi."yok zaten," dedi mart tavşanı."öyleyse ikram etmek pek kibarca olmadı," dedi alice öfkeyle.
(kirmizinintekrari - 13 Mayıs 2014 11:39)
--- spoiler ---''şapkacı: sence ben delirdim mi?alice: hayır, sadece keçileri kaçırdın. ama sana iyi bir haberim var. bütün iyi insanlar böyledir.''--- spoiler ---
(vb - 15 Haziran 2014 01:43)
alice koştu bir tavşanın peşindenpapyonlu ve aceleciuzun kulaklarının rüzgarda bıraktığı izden zamanın yuttuğu sözcüklerinin ardındano da yetişmek istedi bir masaya çok şey vaad etmeyenyuvarlak, kurabiye kokularının sallındığı masayayolu bilmeden koştu alice peşindenardında olmalıydı bir şeyin en azından sanmalıydısandıkapılardan geçmeliydi uygun kapılardan, büyümek istediğinde ki yine sandı alice büyümesi gerektiğini, küçüldü kapılarküçülmek istediğinde ki yine sandı ki alice küçülmesi gerekiyordu, kapılar çok büyüdübüyük kapılardan geçti alice küçücük kalarak, görünmeyerek, yok olmasına ramak kalaraksandı ki alice böylesi en iyiydi, kapıdan geçmişti...renkli mantarların bahçesinde dinledi türlü ezgileri birileri ona fısılda dı duymak istediğini sandığı ezgilerialice sandığı herşeyi bulabiliyordu, alice alice alice sandığı herşeyi buluyordu, sandığı herşey onu buluyordualice ardındaydı bişeyinizlerini kaybettiği şeyin izindeydibir solukta yıkılacak biri yerde biri gökte iki başlı kraliçenin süvarileri hiç soluk almadığından yıkılmadan duruyorlardıduvarın üzerindeyse alice bulduğunu sandıbir yumurtanın aşşağı fırlattığı sözcüklerinin altındaalice sandı, sözcükler ardında olduğunun iziydioysa yumurta sözcüklerinin peşi sıra duvardan düşmekteydialice alice...sadece sandı, ardında olduğu tat bir çaya batırılmış, kraliçenin olmayan dilinin üzerinde olmayan bir tat bırakarak eriyordu, zaman olmayanı varetmeye yetmiyordualice zamanın peşinde zamanın tüm izlerini kaybetti oysazaman alice’in sandıklarını var etmeye yetmediçaya batırılmış bir kurabiyenin akreple yelkovanın dişsiz ağzında çürüyüşü gibi alice çürüdüsözcükler peşinden gelmediler...
(karanliktaparlayancakiltasi - 25 Mayıs 2004 15:58)
lewis carroll bu kitabi alice liddell isimli bir kiz icin yazmistir. bu alice'in fotograflarini (ki bir cogu carroll'un kendisi tarafindan cekilmis) su adreste bulabilirsiniz:http://www.people.virginia.edu/…/dodgson.html#alice
(arianrod - 21 Ağustos 2001 21:51)
çocuk paradoksu kitabı.yalvaç ural yorumu çocuk kitabı formatından öteye gitmezken; orjinali tam bir beyin gıcıklatan matematik şaheseridir.ortalama ingilizceyle çevirmeye çalışcam.ör:...alice yerleri rengarenk karolarla kaplı avluda buldu kendini.avlunun etrafı kapılarla çevrilmişti ve avlunun arkasından gelen ses; tavşanın kapılardan birinin arkasından ona seslenmekte olduğunu işaret ediyordu.alice tavşanın hangi kapının arkasında olduğunu , ses yordamıyla buldu ve kapının önüne geldi.kapıyı çaldı sonra açmaya çalıştı.ama kapı kilitliydi.tavşan bağırdı:t: neden kapıyı çalıyorsun?a:çünkü içeri girmek istiyorum.t:neden?a:çünkü yanına gelmek istiyorum.tavşan kapıyı açar; içeri girer.alice'in tam yanında durur.t:işte .şimdi içerdesin.akıllara zarar..being near her -> being inside.
(earth linger - 12 Aralık 2001 17:48)
sonsuza kadar sürmesini istediğim çay eşliğindeki sabah kahvaltılarında hiç bitmeyen tea party'sini hatırladığım özendiren bitanecik başucu kitabı.
(6 45 - 21 Aralık 2001 13:02)
içindeki yabancının yaşadığı bir dünya,hayal alemi,karmaşa....bu romanın asıl hikayesi yazarın yani lewis carroll ın magic mushroom yemesinden sonra gördüğü halüsilasyonlardan dolayı yazılmıştır.bunun için yorum ; bu romanda bahsi gecen düşler hayalgücü ürünüdür ama bunlar insan beyni kimyasal bir etkileşim olmadan asla yaratılamaz.yani insan beyni bunu durduk yerde böölesine uyduramaz..hikayeyi tekrar ele alın ve bu kadar çok alakasız şeylerin arasında kurulmuş bütün bağlantıların normalde kimsenin düşünemeyeceği apaçık ortada.illaki kimyasal bişeyler gerek diyorum.zaten lewis de böyle yapmış.magic mushroom olayı.resimli hikaye kitaplarında alice yolunu bulabilmek için bir kırkayağa sorular sorar.bakın bakalım: bu kırk ayak neyin üstünde otuyor ve sürekli oturduğu yerde ne yapıor?
(alice in wonderland - 2 Şubat 2002 15:56)
Yorum Kaynak Link : alice's adventures in wonderland