Utomlennye solntsem (~ Günes yanigi) ' Filminin Konusu : Rusya, 1936. Devrim kahramanı Albay Kotov genç karısı, 6 yaşındaki kızı Nadia ve ailesi ile arkadaşlarından geri kalanlarıyla birlikte, 'daça'sında mutlu ve keyifli bir yaz geçirmektedir. Moskova'dan Kuzen Dmitri'nin gelmesiyle birlike herşey dramatik biçimde değişir. Dmitri kadınları ve küçük Nadia'yı oyunları ve zekasıyla baştan çıkartır.Ama Kotov kendisini neyin beklediğini hemen anlar. Zaman, Stalin'in baskı rejiminin zamanıdır ve geceyarısı telefonlarıyla Dmitri, boşuna orda değildir...Fransız - Rus ortak yapımı olan Güneş Yanığı, Urga ve Sibirya Berberi'nin de yönetmeni ve gerçek bir 'auteur' olan Nikita Mikhalkov'un belki de en sevilen filmlerinden birisi. Üstelik En İyi Yabancı Film Oscar'ı ve Cannes Büyük Jüri Ödülü'nün de sahibi...
Neokonchennaya pyesa dlya mekhanicheskogo pianino(1977)(8,0-2644)
Sibirskiy tsiryulnik(1999)(7,8-10696)
Urga(1991)(7,8-3167)
12(2007)(7,7-13149)
Svoy sredi chuzhikh, chuzhoy sredi svoikh(1974)(7,7-2334)
Oci ciornie(1987)(7,6-2590)
Rodnya(1983)(7,6-1078)
Raba lyubvi(1976)(7,3-1258)
Statskiy sovetnik(2005)(7,1-2589)
Utomlennye solntsem 2(2010)(4,1-3903)
Utomlennye solntsem 2(2011)(4,1-1674)
hüzünlü bir başyapıt...
(yeniraki - 4 Mart 2007 12:22)
nikita mikhalkov ve naida da gercek kızı..özellikle su sahne unutulmaz...filmin sonunda adamı götürücekler bir araba gelmiş kız arabaya binmeyi cok istiyor...önde de ayı gibi bir adam var... arabayı kullandıktan sonra adama soruyor 'siz hiç hayvanat bahcesinde bulundunuz mu?'adam 'evet'kız ' iyi bakmadıkları için mi kaçtınız?'....
(daha - 26 Mart 2002 20:06)
gecen gun gordugum "they did not expect him" adli ilya repin tablosu bana bu cok sevdigim filmin hemen baslarinda yer alan mitya'nin (oleg menshikov) dacha'ya gelisi sahnesini animsatti. referanssiz konusmam:http://www.rollins.edu/…ign_lang/russian/repin1.jpg
(cheja - 21 Aralık 2008 19:39)
bu gece itibariyle cnbc e kanalimizda gösterilmiş,insan olanin sorgu-sualsiz infazlara ve de ispiyoncu-intikam böcüklerine binlerce kez lanet edip,kahrolsun savaş nidalari atmasina sebebiet veren rus yapim..basroldeki nikita mikhalkov un kizini oynayan şirin veledin oyuncunun gercek kızı olmasi da ayri bi baslik konusudur..
(petibor - 20 Ağustos 2002 00:46)
nikita mikhalkov'un gelenekçi tarafını bir kez daha ortaya koymuş. kurgusuyla ağırlık verdiği aile kavramıyla sovyetlerin alegorisinden lafı açan film zaman zaman sembolizmin dozunu artırarak shakespearevari gerçeküstü imgelere yer veriyor. zaman zamansa meramını, yolunu kaybetmiş ve hiçliğe giden araç metaforuyla destekliyor. üzerine verilen akademi ödülüyse iskenderin yanında ayran istemeye benziyor.
(shocktheworld - 4 Şubat 2009 17:16)
filmdeki her karakterin birbirinden bagimsız ayrı bir hikayesi vardı. ne tek varolma nedeni basrol oyuncusuna omru boyunca acı cektirmek nedeniymis duran sahte kotu adamlar ne de kotuluk yapsa bile cok haklı gerekcelerle yaptigina inanacagimiz iyimsi insanlar vardı..kac sahnede gorundu bilemıcem ama filmin en basından beri yolunu kaybedip adres arayan adamdan, ilac bagımlısı hizmetciye kadar herkesın dunyasına markette carpisip pardon diyecek kadar tanıyacagıimiz olcutte yer verilmişti.
(amygdalus - 19 Mart 2009 08:52)
(bkz: utomlyonnye solntsem 2)
(umka - 3 Nisan 2011 20:39)
türkiyede benzeri asla çekilemeyecek film. yoksa atatürk eski silah arkadaşlarını kesinlikle ekarte etmemiştir.--- spoiler ---filmin sonundaki intihar sahnesindeki güneşin doğuşundan batışına kadar olan hızlandırılmış kesit dünya sinema tarihindeki (bkz: yıldızın parladığı anlar)*dan biridir.--- spoiler ---
(kimmeryali mister no - 3 Nisan 2011 20:53)
--- spoiler ---filmde bir kadın vardır, çokça güzelce, biraz da aristokrat. sarı bıyıklı abimiz vardır; bu kadının kocasıdır, kendini partiye adamış bir askerdir, devrimcidir, ülkesine ve partisine yürekten bağlıdır. ve dünyalar tatlısı bir kız çocukları vardır... ve bir gün eski bir dost kapılarını çalar. kadının eski sevgilisidir, o da soylu bir aileden gelmiştir; zaten aileler evelden ezelden birbirini tanımaktadır (ya da akrabadır). adam sevdiği kadını bu sarı bıyıklı devrimciye kaptırmıştır zamanında. bir burjuva olarak elbette devrim karşıtıdır; ama kendini gizlemiştir ve kgb'de çalışmaktadır artık; ve ziyaretinin amacı öc almaktır.--- spoiler ---bu film vizyonda gösterildiğinde; sosyalizmin de kişisel / özel hırslara yenik düştüğünü; bu türden hırslar için bir araç olarak diğer hiçbir ideolojiden farkı bulunmadığını göstermesi açısından aslında pek sevilmemişti; özellikle berlin duvarının yıkılışını komünizmin de yıkılışı olarak görmeyenler tarafından.
(seytan ucurtmasi - 4 Nisan 2011 15:25)
geçenlerde bu filmin aklıma kazınmış sahnelerine bir göz atayım dedim de, neredeyse bütün filmi izledim. yazının devamını okursanız siz de izlemiş kadar olacaksınız, uyarayım!--- spoiler ---mitya'nın eve girip ortalığı birbirine katması, sonra da piyanonun başına geçip pagliacci'yi çalması. fırlama bir çocuk edasıyla, üzerinde kıyafetleri, şak diye suya atlaması. nadya'ya anlattığı, taşı gediğine koyan masal. yoldaş kotov'la giriştikleri step dansı rekabeti. marusia'nın git-gelleri, kolundaki izlerin hikayesi *. filmin sonunda mitya'nın bu hikayeden ders çıkararak kendine kurtuluş şansı tanımaması. ve tabii ki marusia'yı tenhada kıstırıp yaptığı açıklama:...marusia: neden anlatıyorsun bunları şimdi?mitya: ben de bilmiyorum. marusia, ben sadece eğer benim için hayat olmazsa başka hiç kimse için de olmaz sanmıştım. ve herkes yok olur sanmıştım. ama hepiniz buradasınız işte. sizin için hiçbir şey değişmemiş. sadece ben burada yokmuşum. beni silmişsiniz, bir silgiyle siler gibi. silindi *.--- spoiler ---
(tozluhikaye - 9 Temmuz 2011 22:36)
rüstem ibrahimbeyov adlı ezeri * sinemacının senaryosunu yazdığı mikhalkov'un yönettiği -bunu tekrar tekrar belirtmenin anlamsızlığı- iğneli diyaloglarla stalin dönemi rusyasına eleştiriler gönderen-tutup yakaladılar nihayetinde- bir film; zira mevzudaki güneş stalin temsilidir denir.. ayrıca 94 yılında,47.cannes'da grand prix ve en iyi yabancı film oscarı daleveresini de alarak ödül manyağı olmuştur; ne olur yani..
(jengshimishiva - 16 Haziran 2003 21:03)
şu yaşıma kadar izlediğim ve beni derinden etkileyen birkaç filmden biridir, esas müziği kulaklarımda; http://www.youtube.com/watch?v=fgg4nydtyns--- spoiler ---yönetmenin (aynı zamanda başrol oyuncusu) çok sevilince, onca yıl sonra ikincisini çekmesi, hollywood öğeleri eklemesi, senaryoyu gereksizce uzatıp, eğip bükmesini dışarıda tutarsak...yani ikincisini düşünmezsek, ilki fena halde etkileyicidir.şüphesiz herkes böyle etkilenmez bu filmi izlerken.bir kere ekim devrimi'ne ve ardından stalin dönemine ilgi duyacak. ilgi duyuyor derken, bu dönemden haberdar olması ya da "stalin ne etmişse iyi etmiş" diyenlerden olmaması gerekir. aksi taktirde film basit bir propaganda ya da harcanan bir komutan hikayesi ötesine geçemez. "stalin ne etmişse kötü etmiş" diyenler için yeni çok bir şey söylemez bu film.kotov'un gözlerinde devrimin samimiyeti, stalin'in polislerinde bürokrasinin ruhsuzluğunu, kotov'un "ayağını kaydıran", şimdi ismini hatırlamadığım aile dostu genç komünistte ise 1930'lu yılların anti troçkist-buharinist kampanyaların çığrından çıkan kini vardır.şurası kesin, kotov'un başına gelenler, sbkp'yi, ekim devrimi kadrolarını, geniş halk yığınlarını fiziki olarak ortadan kaldıran ve stalin'in devrimci kararlılığında vücut bulan her kampanyanın tanıklıklarını gerçekçi bir biçimde yansıtıyor. --- spoiler ---
(suferd - 30 Aralık 2012 22:52)
sovyet rejimi gibi totaliter devletlerde devlet denen aygıtın adam öldürme, insanların hayatını mahvetme, emeğini sömürme, devlet başkanının egosunu tatmin etme adına kullanıldığını gösteren on milyonlarca örnekten birisini anlatan film. filmde güzel olan iki unsur var. birisi kotov'un ürkek ve duygusal eşi. daha da güzeli yönetmenin evladı olan kotov'un kızı rolündeki nadya. bu ne şirinlik, ne sevimlilik yahu. ihtiyarlar baldan tatlı derler ya işte öyle bir dünya tatlısı kız. filmde çalınan şarkı nefistir. araştırmada to ostatnia niedziela isminde leh tangosu olduğunu öğrendik. bu da linki. niedziela(bkz: devrimler kendi çocuklarını yer)
(rrgezgin - 26 Ekim 2013 23:25)
bir kez izlemek yetmez.her izleyişte bir kez ağlamanın yetmeyeceği gibi.
(loststone - 17 Nisan 2014 01:45)
salt'ın "yazlık: şehirlinin kolonisi" sergisi kapsamında sinema atmosferinde izleme fırsatı bulduğum 1994 yapımı, ödüllü harika bir film. film, stalin güneşi'nin yaktığı hayatları anlatsa da ek olarak "mükemmel bir baba ve harika bir eş nedir?" sorusunu cevaplamış. hem başrol oyuncusu hem yönetmeni olan nikita mikhalkov'a hayran kalmamak mümkün değil. yanılmıyorsam zaten gerçek baba-kızlar. sırf bu ilişki örneği için bile izlenir. aileyle, arkadaşla, yalnız başına... her şekilde gönül rahatlığıyla izlenebilecek bir film.soundtracki de ayrı güzel. solaris'in müziğini yapan eduard artemyev elinden çıkmaymış zaten. --- spoiler ---babanın kızına kayıkta ayaklar üzerinden yaptığı sohbet için bile tekrar izleme ihtiyacı duyulabilir. ayrıca sağlam güldürdüğü yerler de vardı. mesela the big lebowski'deki donny'nin kül dökme sahnesiyle yarışır haldeki kotov'un step dansı sahnesi tekrar tekrar izlemelik.--- spoiler ---
(fincansiz - 5 Kasım 2014 20:31)
http://www.youtube.com/watch?v=kn85mekeba0
(deliberte - 24 Kasım 2014 01:26)
nobel ödüllü (1933) ilk rus yazar ivan buninin romanından senaryolaştırılmıştır. zaten kim rus kırlarını bunin kadar iyi anlatabilir ki..
(naranimo - 12 Temmuz 2004 01:11)
film genel olarak ihanet temasini isler. stalin donemi filmin alt anlatisini olusturur. filmin ismindeki soz konusu olan gunes, ekim devriminin gunesidir ve devrimin kendi cocuklarini nasil yedigini anlatir bir yerde film. cok basarilidir, izlenmelidir.
(mccormick - 9 Kasım 2004 18:34)
çok iyi bir rus filmdir. mikhalkov hem yönetmenliğini yapmış hem de baş rolde oynamıştır. stalin tarafından eskiden devrime karşı olanların, devrim sonrası silah arkadaşlarını "ayak bağı olmamaları için" öldürmek için bir nevi ajanlık yaptırması üzerine bir film. küçük kız takdire şayan bir oyunculuk çıkarmıştır bu filmde ayrıca. aile arasındaki yaşantıda çehov'un oyunlarını hatırlatır insana*.
(8 - 9 Kasım 2004 19:03)
nikita mikhalkov 'un yönetmenliğini yaptığı film türkiyede televizyonlarda güneş yanığı olarak gösterildi... rus ve fransız ortak yapımı bir filmdir. rusya 1936, devrim kahramanı albay kotov genç karısı altı yaşındaki kızı nadya * * ve ailesi ile arkadaşlarından geri kalanlarla birlikte keyifli bir yaz geçirmektedir, olaylar moskova 'dan kuzen dmitri'nin gelmesiyle başlar.... film oldukça real *dir. sovyet düzeninin önemli bir hatası olan ilk noktalarına siyasi büro ve kgb arasındaki çekişme gayet başarılı bir dilde anlatılmıştır...
(redo - 21 Temmuz 2005 17:33)
Yorum Kaynak Link : utomlyonnye solntsem