• "aerosmith'in dünyanın en kolay bas partisyonlarına sahip olan şarkısı.ayrıca (bkz: smoke on the water)"
  • "aynı zamanda bir grey's anatomy bölümü."
  • "aerosmithin şarkısının asıl adı walk on the water dır aslında."
  • "bob zabek'in gitar üzerinde dans ettiği şarkısının adı.bir de şöyle bir hali var ki o da ayrı bir keyif"
  • "film istanbul'da bir vapur'da baslar; israil, filistin, almanya'da devam eder ve nihayet yine israil'de son bulur.(bkz: kibbutz)(bkz: mossad)(bkz: homoseksuellik)"
  • "güzel bir basshunter şarkısı"
  • "ozzy osbourne un en tavsiye edebilecegim sarkilarindan birisi. acikli bir hali vardir bu parcanin vokaliyle olsun, melodisiyle olsun."
  • "allah allah ne tesadüftür ki başrolündeki adam diğer israil filmlerinde olduğu gibi yine aşırı çekici. hoş bir film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    dün tps kanallarından birinde seyrettiğim, oyuncuların/figüranların yer yer, türkçe, ibranice, arapça, ingilizce ve almanca konuştukları, beni yerden yere vuran güzel ötesi film. konu o kadar basit ve duru işleniyor ki, insanın kursağına düğüm üzerine düğüm atılıyor. (ne dedim şimdi ben?)


    (gicikgicikcacik - 24 Ekim 2007 13:37)

  • comment image

    bob catley'in spirit of man albümünün onbirinci parçası

    lost in your smile
    i'm lost in your innocence
    playing a game i know i can't lose
    who makes the rules?
    who say's what's right or wrong?
    show me a man who lives without sin

    how will i know when i get it right?
    will i walk on water?
    how will i know will i see the light?
    will i walk on water?

    lost in a dream
    i'm lost in the make believe
    the truth that we seek so plain to see
    the price that i pay
    no one can understand
    sometimes in life the best things are free
    for you and me

    how will i know when i get it right?
    will i walk on water?
    how will i know will i see the light?
    will i walk on water?

    if all i have to give is what i feel inside
    if i lose my way will you be there by my side?


    (logosuz - 13 Ocak 2008 14:31)

  • comment image

    sözlerini yazayım tam olsun diyebilmekle onurlandırıldığım aerosmith şarkısı.

    walk on water

    high class
    moolah
    bolt ons
    fast car
    quick fix
    freak out
    nose bleed
    skull cap
    pissed off
    pissed on

    i never seen a smile that looked so sad
    you make me feel so good 'cause you're so bad

    (chorus)
    hey little darlin'
    your love is legendary
    love's four letters
    ain't in my dictionary
    'scuse my position
    but it ain't missionary
    yeah but i want to
    walk on the water with you

    boo-tay
    hotpants
    tan line
    sweet stuff
    hookah
    boo yah
    knocked up
    hose down
    cool cat
    hot flash

    when it comes to makin' love i ain't no hype
    'cause i practise on a peach most every night

    (chorus)

    well, the cook's in the kitchen
    and hidin' the spoons
    i'm winkin' at witches
    and howlin' at moons
    i'm afraid of the candle
    but live for the flame
    you know who i am
    but you don't know my name

    (aha, ha, ha, ha)

    (chorus)

    hey little darlin'
    your love is legendary
    you got the boo yah
    it's almost ficitonary
    'scuse my position
    but it ain't missionary
    yeah, but i want to
    walk on the water with you


    (laughtear - 4 Kasım 2009 14:36)

  • comment image

    ufo'nun michael schenker ile 70'lerde çıkardığı albümleri bir süre dinleyememe neden olmuş albümü.gerçi bir süre başka bir müzik de dinleyememiştim bu albüme takılı kalmaktan.harika şarkılar,harika gitarlar,harika schenker...

    a self-made man
    venus
    pushed to the limit
    stopped by a bullet (of love)
    darker days
    running on empty
    knock, knock
    dreaming of summer
    doctor doctor
    lights out


    (otto mann - 6 Mart 2011 08:07)

  • comment image

    güzel bir neil diamond şarkısı.

    sözleri böyledir:

    walk on water, ain't it like her,
    she leads the children,
    ain't it right, ain't it right, ain't it right!
    and ain't it wond'rous, the way she does it,
    gives love and loves it,
    ain't it right, ain't it right, ain't it right!

    light de light, we got mornin', mornin' makes another day,
    glory sight, got de dawnin',
    lordy, light the night away!

    light de light, we got mornin', mornin' makes another day,
    glory sight, got de dawnin'
    lordy, light the night away!

    light de light, we got mornin', mornin' makes another day,
    glory sight, got de dawnin'
    lordy, light the night away!

    she walks on water, ain't it like her,
    she leads the children,
    ain't it right, ain't it right, ain't it right!


    (fate amenable to change - 19 Nisan 2003 21:33)

  • comment image

    david byrne şarkısının sözleri şöyle;

    he can walk - on the water
    but he can't stop fallin' in
    he's livin' underwater
    but he don't know how to swim

    he's got amplifiers, microphones
    record players, god only knows
    all the girls say, "shut up and gimme the groove"

    he keeps those hits a coming through
    his blood is pourin out for you

    in the church, mama's ashes
    can't fill those empty spaces
    spaced out in the middle of town

    one house is big enough for two
    we'll fill it up before we're through

    wake up - the house is shaking
    get up - the dead awaken
    let go - you know that you can
    get up - you sleepy babies
    hello - you naked ladies
    walk on - you know that you can

    get up - you men & women
    walk on - like fishes swimming
    let go - you know that you can

    walk on the water - everyone drowns
    my mama told me - i'm lost & i'm found
    walk like an angel - take off your shoes
    special occasion - scary & true
    you dancin' babies - doin alright
    your mouth is movin' - kiss me sometime
    richard & lisa - we're goin' down
    jason & shawna - dance with someone

    walk on the water
    walk on the water


    (mrmojorisin - 10 Temmuz 2012 04:52)

  • comment image

    güzele yakın ve duru bir eytan fox filmi. filmin konusu, oyuncuları, oyunculukları abartısız ve yerli yerinde. eytan fox gerçekten şaşırtıcı bir yönetmen. bazı filmleri çok iyi, bazıları cidden kötü bazıları da walk on water gibi güzele yakın. ben bu yönetmeni gerçekten çözemiyorum. ama bu filmden memnun kaldım.

    --- spoiler ---

    öncelikle çok katmanlı ve çok kültürlü bir film. ben böyle filmleri seviyorum, bir sürü kültür arasında seyahat ediyorsunuz resmen. bu filmde türkçeyi, ingilizceyi, almancayı, ibraniceyi aynı anda duymak, aynı anda birden fazla ülke sahneleri görmek mümkün. gerçekten tam bir kozmopolit örneği.

    film, istanbul, eminönü sahnesiyle açılış yapıyor bir vapurda. arkada biz türk seyircileri şaşkınlıktan uzaya yollayacak bir şarkı çalıyor: gökhan özen/ aramazsan arama yar. gerçekten şaşırtıcıydı.

    türkiye ve türkçe sahnelerden sonra israil sahneleri başlıyor. film gayet tutarlı, sakin ve sıkmadan ilerliyor. eytan fox her zamanki gibi eş cinselliğe değinmeden etmiyor. her filminde var eş cinsellik. ya ana konu ya da böyle araç olarak illaki var. bunu çok yerinde buluyorum çünkü eş cinseller var bu dünyada. gün içerinde binlerce eş cinselle aynı ortamda bulunuyoruz ve çoğu filmde eş cinsel olmaması çok ilginç, tamamen yadsımak, tamamen heteroseksist bir emperyalizm. eytan fox cıvık hollywood filmleri gibi bunu yapmıyor ama. tebrikler.

    deniz kenarında biri eş cinsel biri heteroseksüel iki erkeğin muhabbeti çok keyifliydi. bembeyaz kumlar, deniz ve gökyüzünün arasında çamurlara bulanmış zıt renkte kapkara iki erkek sahnesi gerçekten estetikti. o denize girdikleri ve tuzdan dolayı uçuyormuş gibi oldukları an...
    ben zaten her an bir şey olacak zannettim aralarında. ama olmadı. yani eytan fox yine alkışı hak etti klişelere düşmediği için.

    israil'deki gey bar sahnelerini, baş roldeki ajanın şoklardan şoklara koşma sahnelerini ve heteroseksüellere özgü bu şaşkın ördek yavrusu halleri görmeyi seven bir eş cinsel olarak izlemek çok keyifliydi benim için. axel'in homofobik ajan karaktere bir öğretmen edasıyla eş cinsellik hakkında bilgi vermesi, anal seksin can acıtmadığıyla ilgili söyledikleri tebessüm ettirdi.

    berlin'de (yani almanya-avrupa) travesti ve transseksüellerin yine berlinliler tarafından dövüldüğü sahne önemliydi benim için. israil sahnelerinde hiç böyle bir homofobi görmedik. yönetmenin burada anlatmak istediği açık: homofobi her yerde. görgülü, kültürlü avrupa'da da var, türban derdiyle uğraşan türkiye'de de, new york'un arka sokaklarında da, iran'da da. transfobi ile translara saldıran avrupalıları, esasında homofobik olan bir israilli dövüyor filmde ve onları kurtarıyor. hoş bir detaydı.

    tavsiye ederim walk on water'ı. keyifli bir film.

    ---
    spoiler ---


    (feministim ben - 11 Mart 2013 23:25)

  • comment image

    beavis and butt-head do america'yı izlerken duyduğum va hastası olduğum ozzy osbourne şarkısı.

    duyduğumda tabiri caizse şok yaşadım. çünkü ozzy osbourne'nun tüm albümlerini defalarca dinlemiş bir adamım ve şarkıyı duyduğumda "bu parçayı nasıl atlamışım?" diye kendi kendime sordum. hemen diskografime baktım ve şarkıyı bulamadım.

    wikipedia'dan öğrendim ki prince of darkness isimli compilations albümde yer alan bir parçaymış. compilations albümler toplama albüm olduğu ve diğer albümlerdeki (kimi zaman yeniden kaydedilmiş olarak) belli başlı parçalardan oluştuğu için hiç bir müzisyenin compilations albümünü dinlemem. "nasıl olsa tüm albümlerini dinledim." derim ve gerek duymam.

    aynı durumu one wild night live albümünde de yaşamıştım. adından da anlaşılacağı üzere bu albüm bon jovi'nin konser kayıtlarından oluşuyor. ancak bon jovi'nin hiçbir albümünde yer almayan rockin in the free world cover'ı sadece bu albümde var.

    ilkokuldayken one wild night live albümünün kasetini almamış olsaydım bon jovi'nin bu muhteşem cover'ından hiç haberim olmayacaktı belki de. nitekim bir çok rock sever bon jovi'nin rockin in the free world parçasını seslendirdiğini bilmez.

    aynı şekilde beavis and butt-head do america'yı izlemeseydim ozzy osbourne'nun bu mükemmel parçasından da haberim olmayacaktı.

    kim bilir "nasıl olsa toplama albüm." diye düşünerek dinlemediğim başka albümlerde keşfefemediğim ne cevherler var. müzik arşivim 200 gb olmasa oturur tek tek tüm grupların toplama albümlerini de dinlerim "acaba yeni parça var mı?" diye ama üşeniyorum açıkçası.

    neyse bu kadar bahsettim bari parçanın linkini verip uzaklaşayım.

    şuradan dinleyebilirsiniz: http://www.youtube.com/watch?v=ulz2ll1hnea


    (halitkin - 24 Kasım 2013 18:59)

  • comment image

    geçtiğimiz sene ifistanbul’a yossi and jagger ile konuk olan amerika doğumlu ve israil’de yaşayan eytan fox’un, bu seneki berlin film festivali’nde gösterimi yapılan son filmi.

    synopsis olarak kısaca göz atarsak; gözü pek bir mossad ajanı olan eyal (late marriage’den hatırlayabileceğiniz lior ashkenazi tarafından canlandırılıyor), istanbul’da başarıyla gerçekleştirdiği suikast operasyonunu takiben israil’e geri döner ancak döndüğünde uzun zamandır psikolojik problemler ile boğuşan eşinin intiharı ile karşılaşır. aradan bir süre geçtikten sonra mossad, eyal’e yeni bir görev verir. ikinci dünya savaşı’ndan sonra arjantin’e kaçan nazi savaş suçlusu alfred himmelman’ın izini kaybetmişlerdir. neredeyse ölüm döşeğinde olan bu yaşlı adamı “tanrıdan önce almak” eyal’in patronu menachem için artık kişisel bir meseleye dönmüştür. işin ilginç olan kısmı, himmelman’ın torunu olan pia’nın ailesini red ederek bir süreden beri israil’de yaşamaya başlamasıdır. pia’nın berlin’deki erkek kardeşi axel, ablasını ziyaret etmek için kısa bir süreliğine israil’e gelecektir. eyal, turist rehberi kılığına girip bu abla kardeşe yakınlaşacak ve mossad’ın izini kaybettiği büyükbabaya ulaşmaya çalışacaktır…

    eminönü'nden geniş açılı bir galata, boğaz ve üsküdar manzarasıyla (ve tabi gökhan özen’in aramazsan arama’sıyla) açılan film, devamında israil ve almanya ekseninde gelişen hikayesiyle, ilk başta kabaca tahmin ettiğinizi sandığınız klişelere çok fazla bulaşmadan oldukça tempolu ve derli toplu bir şekilde hikayesini anlatmayı başarıyor. hikayenin çıkış noktası ise eytan fox’un terapistinin anlattığı gerçek bir hikayeye dayanıyor. bir mossad ajanı eşinin intiharı üzerine bunalıma girer, vs. (buradan sonra gerçek hikayenin gelişimi ve filmin bağlandığı nokta birbirinden ayrılıyor ve ben şahsen eytan fox’un konu ile ilgili röportajını okuduktan sonra filmin finalinden oldukça memnun kaldım)

    bir çok tehlikeli konuya el atıp, sonuçta metaforik olarak da olsa “suyun üstünde yürümek” için ne gibi özelliklerimizden kurtulmamıza ve iç huzuru nasıl sağlayabileceğimize dair ipuçları veren ve şahsi düşünceme göre her yahudi’nin seyretmesi gereken bir film. israil’de aldığı olumlu tepkilerden de anlaşılıyor ki artık yeni nesil yahudiler de bu soykırım hikayelerinden, doğdukları andan itibaren kadın - erkek demeden “asker” olarak yetiştirilmekten ve kendi içlerinde kapalı dünyalarından oldukça sıkılmışlar. film, nazilere ve bunun devamı olarak o insanların çocukları, torunları olan ve talihsiz bir şekilde bu suçu ya da ayıbı taşıyarak doğan yeni kuşak almanlara duyulan nefretten tutun da bitip tükenmeyen israil-filistin savaşına, otobüslerde patlayıp masum insanları öldüren bombalardan homofobiye kadar bir çok konuya oldukça geniş bir perspektiften yaklaşıyor ve doğuştan asker, maskülenlik sembolü eyal’in bitip tükenmeyen bir öfke ve nefretle yoğrulan hayatına artık başka bir açıdan bakmaya başlaması ve nihayetinde su üzerinde yürümeyi başarmak için cesur adımlar atmaya başlaması ile noktalanıyor.

    oldukça insancıl bir film olan “walk on water” hakkında son olarak bir diğer ilginç bilgi ise, “pia” rolünde seyrettiğimiz caroline peters’ın gerçek hayattaki büyükbabasının da aslında bir nazi savaş suçlusu olması. seneler sonra bu farklı insanları bir film çatısı altında, aynı ortak düşünceyi savunurken görmek gerçekten de çok anlamlı.


    (arsonist - 21 Mart 2005 09:42)

  • comment image

    ozzyninkinin sozlerini de yazayim tam olsun

    met a magic man,
    who had a daughter
    she learned her lessons well,
    but still i taught her
    she followed willingly,
    as lambs to slaughter
    we shared forbiden fruits,
    and things i brought her

    you may say i'm a miracle mannequin,
    here i come with my mystical plan again,
    although you think i can, i'm just a man
    and i don't walk on water (oh no)
    i don't walk on water (oh no)

    i followed willingly,
    a sweet temptation
    she had me hypnotized,
    and still i'm waiting
    my dromedary dreams
    as wet as oceans
    with sand dunes bearing seeds
    she set in motion

    you may say i'm a cynical charlatan
    there i go with my whimsical ways again
    although you think i can, i'm just a man
    and i don't walk on water (oh no)
    i don't walk on water (oh no)
    i don't walk on water (oh no)
    i don't walk on water (oh no)

    kaliedoscopial eyes
    as you look in the mirror
    and the long is getting
    shorter as the far is now nearer

    are you just a mirror
    standing in front of me?
    am i blind,
    can my eyes really see?

    you may say i'm a miracle mannequin,
    here i come with my mystical plan again,
    although you think i can, i'm just a man
    and i don't walk on water (oh no)
    i don't walk on water (oh no)
    i don't walk on water (oh no)
    i don't walk on water (oh no)

    my dromedary dreams
    as wet as oceans
    with sand dunes bearing seeds
    she set in motion

    my dromedary dreams
    my dromedary dreams
    my dromedary dreams


    (zaknafein - 17 Mart 2005 23:42)

Yorum Kaynak Link : walk on water