Walking on Water (~ A halál arca) ' Filminin Konusu : Bir israil gizli servis ajanının bir SS subayının torunuyla olan arkadaşlığı üzerine çok hoş bir hikaye.
Ödüller :
Berlin Film Festivali : "Reader Jury of the "Siegessoule""
Berlin Film Festivali : "Teddy-Best Feature Film"
dün tps kanallarından birinde seyrettiğim, oyuncuların/figüranların yer yer, türkçe, ibranice, arapça, ingilizce ve almanca konuştukları, beni yerden yere vuran güzel ötesi film. konu o kadar basit ve duru işleniyor ki, insanın kursağına düğüm üzerine düğüm atılıyor. (ne dedim şimdi ben?)
(gicikgicikcacik - 24 Ekim 2007 13:37)
bob catley'in spirit of man albümünün onbirinci parçasılost in your smilei'm lost in your innocenceplaying a game i know i can't losewho makes the rules?who say's what's right or wrong?show me a man who lives without sinhow will i know when i get it right?will i walk on water?how will i know will i see the light?will i walk on water?lost in a dreami'm lost in the make believethe truth that we seek so plain to seethe price that i payno one can understandsometimes in life the best things are freefor you and mehow will i know when i get it right?will i walk on water?how will i know will i see the light?will i walk on water?if all i have to give is what i feel insideif i lose my way will you be there by my side?
(logosuz - 13 Ocak 2008 14:31)
sözlerini yazayım tam olsun diyebilmekle onurlandırıldığım aerosmith şarkısı.walk on waterhigh classmoolahbolt onsfast carquick fixfreak outnose bleedskull cappissed offpissed oni never seen a smile that looked so sadyou make me feel so good 'cause you're so bad(chorus)hey little darlin'your love is legendarylove's four lettersain't in my dictionary'scuse my positionbut it ain't missionaryyeah but i want towalk on the water with youboo-tayhotpantstan linesweet stuffhookahboo yahknocked uphose downcool cathot flashwhen it comes to makin' love i ain't no hype'cause i practise on a peach most every night(chorus)well, the cook's in the kitchenand hidin' the spoonsi'm winkin' at witchesand howlin' at moonsi'm afraid of the candlebut live for the flameyou know who i ambut you don't know my name(aha, ha, ha, ha)(chorus)hey little darlin'your love is legendaryyou got the boo yahit's almost ficitonary'scuse my positionbut it ain't missionaryyeah, but i want towalk on the water with you
(laughtear - 4 Kasım 2009 14:36)
ufo'nun michael schenker ile 70'lerde çıkardığı albümleri bir süre dinleyememe neden olmuş albümü.gerçi bir süre başka bir müzik de dinleyememiştim bu albüme takılı kalmaktan.harika şarkılar,harika gitarlar,harika schenker...a self-made manvenuspushed to the limitstopped by a bullet (of love)darker daysrunning on emptyknock, knockdreaming of summerdoctor doctorlights out
(otto mann - 6 Mart 2011 08:07)
aerosmith'in dünyanın en kolay bas partisyonlarına sahip olan şarkısı.ayrıca (bkz: smoke on the water)
(spacetimereality - 9 Şubat 2003 22:52)
aynı zamanda bir grey's anatomy bölümü.
(meth - 9 Ağustos 2011 14:25)
aerosmithin şarkısının asıl adı walk on the water dır aslında.
(arienette - 19 Nisan 2003 21:01)
güzel bir neil diamond şarkısı. sözleri böyledir:walk on water, ain't it like her,she leads the children,ain't it right, ain't it right, ain't it right!and ain't it wond'rous, the way she does it,gives love and loves it,ain't it right, ain't it right, ain't it right!light de light, we got mornin', mornin' makes another day,glory sight, got de dawnin',lordy, light the night away!light de light, we got mornin', mornin' makes another day,glory sight, got de dawnin'lordy, light the night away!light de light, we got mornin', mornin' makes another day,glory sight, got de dawnin'lordy, light the night away!she walks on water, ain't it like her,she leads the children,ain't it right, ain't it right, ain't it right!
(fate amenable to change - 19 Nisan 2003 21:33)
bob zabek'in gitar üzerinde dans ettiği şarkısının adı.bir de şöyle bir hali var ki o da ayrı bir keyif
(regrettin - 12 Mart 2012 15:00)
david byrne şarkısının sözleri şöyle;he can walk - on the waterbut he can't stop fallin' inhe's livin' underwaterbut he don't know how to swimhe's got amplifiers, microphonesrecord players, god only knowsall the girls say, "shut up and gimme the groove"he keeps those hits a coming throughhis blood is pourin out for youin the church, mama's ashescan't fill those empty spacesspaced out in the middle of townone house is big enough for twowe'll fill it up before we're throughwake up - the house is shakingget up - the dead awakenlet go - you know that you canget up - you sleepy babieshello - you naked ladieswalk on - you know that you canget up - you men & womenwalk on - like fishes swimminglet go - you know that you canwalk on the water - everyone drownsmy mama told me - i'm lost & i'm foundwalk like an angel - take off your shoesspecial occasion - scary & trueyou dancin' babies - doin alrightyour mouth is movin' - kiss me sometimerichard & lisa - we're goin' downjason & shawna - dance with someonewalk on the waterwalk on the water
(mrmojorisin - 10 Temmuz 2012 04:52)
güzele yakın ve duru bir eytan fox filmi. filmin konusu, oyuncuları, oyunculukları abartısız ve yerli yerinde. eytan fox gerçekten şaşırtıcı bir yönetmen. bazı filmleri çok iyi, bazıları cidden kötü bazıları da walk on water gibi güzele yakın. ben bu yönetmeni gerçekten çözemiyorum. ama bu filmden memnun kaldım.--- spoiler ---öncelikle çok katmanlı ve çok kültürlü bir film. ben böyle filmleri seviyorum, bir sürü kültür arasında seyahat ediyorsunuz resmen. bu filmde türkçeyi, ingilizceyi, almancayı, ibraniceyi aynı anda duymak, aynı anda birden fazla ülke sahneleri görmek mümkün. gerçekten tam bir kozmopolit örneği.film, istanbul, eminönü sahnesiyle açılış yapıyor bir vapurda. arkada biz türk seyircileri şaşkınlıktan uzaya yollayacak bir şarkı çalıyor: gökhan özen/ aramazsan arama yar. gerçekten şaşırtıcıydı.türkiye ve türkçe sahnelerden sonra israil sahneleri başlıyor. film gayet tutarlı, sakin ve sıkmadan ilerliyor. eytan fox her zamanki gibi eş cinselliğe değinmeden etmiyor. her filminde var eş cinsellik. ya ana konu ya da böyle araç olarak illaki var. bunu çok yerinde buluyorum çünkü eş cinseller var bu dünyada. gün içerinde binlerce eş cinselle aynı ortamda bulunuyoruz ve çoğu filmde eş cinsel olmaması çok ilginç, tamamen yadsımak, tamamen heteroseksist bir emperyalizm. eytan fox cıvık hollywood filmleri gibi bunu yapmıyor ama. tebrikler.deniz kenarında biri eş cinsel biri heteroseksüel iki erkeğin muhabbeti çok keyifliydi. bembeyaz kumlar, deniz ve gökyüzünün arasında çamurlara bulanmış zıt renkte kapkara iki erkek sahnesi gerçekten estetikti. o denize girdikleri ve tuzdan dolayı uçuyormuş gibi oldukları an...ben zaten her an bir şey olacak zannettim aralarında. ama olmadı. yani eytan fox yine alkışı hak etti klişelere düşmediği için.israil'deki gey bar sahnelerini, baş roldeki ajanın şoklardan şoklara koşma sahnelerini ve heteroseksüellere özgü bu şaşkın ördek yavrusu halleri görmeyi seven bir eş cinsel olarak izlemek çok keyifliydi benim için. axel'in homofobik ajan karaktere bir öğretmen edasıyla eş cinsellik hakkında bilgi vermesi, anal seksin can acıtmadığıyla ilgili söyledikleri tebessüm ettirdi. berlin'de (yani almanya-avrupa) travesti ve transseksüellerin yine berlinliler tarafından dövüldüğü sahne önemliydi benim için. israil sahnelerinde hiç böyle bir homofobi görmedik. yönetmenin burada anlatmak istediği açık: homofobi her yerde. görgülü, kültürlü avrupa'da da var, türban derdiyle uğraşan türkiye'de de, new york'un arka sokaklarında da, iran'da da. transfobi ile translara saldıran avrupalıları, esasında homofobik olan bir israilli dövüyor filmde ve onları kurtarıyor. hoş bir detaydı. tavsiye ederim walk on water'ı. keyifli bir film.--- spoiler ---
(feministim ben - 11 Mart 2013 23:25)
film istanbul'da bir vapur'da baslar; israil, filistin, almanya'da devam eder ve nihayet yine israil'de son bulur.(bkz: kibbutz)(bkz: mossad)(bkz: homoseksuellik)
(cop tenekesinden firlayan kedi - 26 Nisan 2013 00:09)
güzel bir basshunter şarkısı
(bigcaptain - 13 Mayıs 2013 13:35)
beavis and butt-head do america'yı izlerken duyduğum va hastası olduğum ozzy osbourne şarkısı.duyduğumda tabiri caizse şok yaşadım. çünkü ozzy osbourne'nun tüm albümlerini defalarca dinlemiş bir adamım ve şarkıyı duyduğumda "bu parçayı nasıl atlamışım?" diye kendi kendime sordum. hemen diskografime baktım ve şarkıyı bulamadım.wikipedia'dan öğrendim ki prince of darkness isimli compilations albümde yer alan bir parçaymış. compilations albümler toplama albüm olduğu ve diğer albümlerdeki (kimi zaman yeniden kaydedilmiş olarak) belli başlı parçalardan oluştuğu için hiç bir müzisyenin compilations albümünü dinlemem. "nasıl olsa tüm albümlerini dinledim." derim ve gerek duymam.aynı durumu one wild night live albümünde de yaşamıştım. adından da anlaşılacağı üzere bu albüm bon jovi'nin konser kayıtlarından oluşuyor. ancak bon jovi'nin hiçbir albümünde yer almayan rockin in the free world cover'ı sadece bu albümde var.ilkokuldayken one wild night live albümünün kasetini almamış olsaydım bon jovi'nin bu muhteşem cover'ından hiç haberim olmayacaktı belki de. nitekim bir çok rock sever bon jovi'nin rockin in the free world parçasını seslendirdiğini bilmez.aynı şekilde beavis and butt-head do america'yı izlemeseydim ozzy osbourne'nun bu mükemmel parçasından da haberim olmayacaktı.kim bilir "nasıl olsa toplama albüm." diye düşünerek dinlemediğim başka albümlerde keşfefemediğim ne cevherler var. müzik arşivim 200 gb olmasa oturur tek tek tüm grupların toplama albümlerini de dinlerim "acaba yeni parça var mı?" diye ama üşeniyorum açıkçası. neyse bu kadar bahsettim bari parçanın linkini verip uzaklaşayım.şuradan dinleyebilirsiniz: http://www.youtube.com/watch?v=ulz2ll1hnea
(halitkin - 24 Kasım 2013 18:59)
geçtiğimiz sene ifistanbul’a yossi and jagger ile konuk olan amerika doğumlu ve israil’de yaşayan eytan fox’un, bu seneki berlin film festivali’nde gösterimi yapılan son filmi.synopsis olarak kısaca göz atarsak; gözü pek bir mossad ajanı olan eyal (late marriage’den hatırlayabileceğiniz lior ashkenazi tarafından canlandırılıyor), istanbul’da başarıyla gerçekleştirdiği suikast operasyonunu takiben israil’e geri döner ancak döndüğünde uzun zamandır psikolojik problemler ile boğuşan eşinin intiharı ile karşılaşır. aradan bir süre geçtikten sonra mossad, eyal’e yeni bir görev verir. ikinci dünya savaşı’ndan sonra arjantin’e kaçan nazi savaş suçlusu alfred himmelman’ın izini kaybetmişlerdir. neredeyse ölüm döşeğinde olan bu yaşlı adamı “tanrıdan önce almak” eyal’in patronu menachem için artık kişisel bir meseleye dönmüştür. işin ilginç olan kısmı, himmelman’ın torunu olan pia’nın ailesini red ederek bir süreden beri israil’de yaşamaya başlamasıdır. pia’nın berlin’deki erkek kardeşi axel, ablasını ziyaret etmek için kısa bir süreliğine israil’e gelecektir. eyal, turist rehberi kılığına girip bu abla kardeşe yakınlaşacak ve mossad’ın izini kaybettiği büyükbabaya ulaşmaya çalışacaktır…eminönü'nden geniş açılı bir galata, boğaz ve üsküdar manzarasıyla (ve tabi gökhan özen’in aramazsan arama’sıyla) açılan film, devamında israil ve almanya ekseninde gelişen hikayesiyle, ilk başta kabaca tahmin ettiğinizi sandığınız klişelere çok fazla bulaşmadan oldukça tempolu ve derli toplu bir şekilde hikayesini anlatmayı başarıyor. hikayenin çıkış noktası ise eytan fox’un terapistinin anlattığı gerçek bir hikayeye dayanıyor. bir mossad ajanı eşinin intiharı üzerine bunalıma girer, vs. (buradan sonra gerçek hikayenin gelişimi ve filmin bağlandığı nokta birbirinden ayrılıyor ve ben şahsen eytan fox’un konu ile ilgili röportajını okuduktan sonra filmin finalinden oldukça memnun kaldım)bir çok tehlikeli konuya el atıp, sonuçta metaforik olarak da olsa “suyun üstünde yürümek” için ne gibi özelliklerimizden kurtulmamıza ve iç huzuru nasıl sağlayabileceğimize dair ipuçları veren ve şahsi düşünceme göre her yahudi’nin seyretmesi gereken bir film. israil’de aldığı olumlu tepkilerden de anlaşılıyor ki artık yeni nesil yahudiler de bu soykırım hikayelerinden, doğdukları andan itibaren kadın - erkek demeden “asker” olarak yetiştirilmekten ve kendi içlerinde kapalı dünyalarından oldukça sıkılmışlar. film, nazilere ve bunun devamı olarak o insanların çocukları, torunları olan ve talihsiz bir şekilde bu suçu ya da ayıbı taşıyarak doğan yeni kuşak almanlara duyulan nefretten tutun da bitip tükenmeyen israil-filistin savaşına, otobüslerde patlayıp masum insanları öldüren bombalardan homofobiye kadar bir çok konuya oldukça geniş bir perspektiften yaklaşıyor ve doğuştan asker, maskülenlik sembolü eyal’in bitip tükenmeyen bir öfke ve nefretle yoğrulan hayatına artık başka bir açıdan bakmaya başlaması ve nihayetinde su üzerinde yürümeyi başarmak için cesur adımlar atmaya başlaması ile noktalanıyor.oldukça insancıl bir film olan “walk on water” hakkında son olarak bir diğer ilginç bilgi ise, “pia” rolünde seyrettiğimiz caroline peters’ın gerçek hayattaki büyükbabasının da aslında bir nazi savaş suçlusu olması. seneler sonra bu farklı insanları bir film çatısı altında, aynı ortak düşünceyi savunurken görmek gerçekten de çok anlamlı.
(arsonist - 21 Mart 2005 09:42)
ozzy osbourne un en tavsiye edebilecegim sarkilarindan birisi. acikli bir hali vardir bu parcanin vokaliyle olsun, melodisiyle olsun.
(zaknafein - 9 Eylül 2001 12:55)
1995 senesinde çıkan ufo albümü. eski elemanlar michael schenker, paul raymond ve andy parker'ın gruba geri dönmesiyle beraber ufo'nun reunion yaptığı ve 2 eski ufo klasiğinin (lights out ve doctor doctor) yeni versiyonlarının da yer aldığı albüm.
(prisoner - 20 Kasım 2005 00:45)
ozzyninkinin sozlerini de yazayim tam olsunmet a magic man,who had a daughtershe learned her lessons well,but still i taught hershe followed willingly,as lambs to slaughterwe shared forbiden fruits,and things i brought heryou may say i'm a miracle mannequin,here i come with my mystical plan again,although you think i can, i'm just a manand i don't walk on water (oh no)i don't walk on water (oh no)i followed willingly,a sweet temptationshe had me hypnotized,and still i'm waitingmy dromedary dreamsas wet as oceanswith sand dunes bearing seedsshe set in motionyou may say i'm a cynical charlatanthere i go with my whimsical ways againalthough you think i can, i'm just a manand i don't walk on water (oh no)i don't walk on water (oh no)i don't walk on water (oh no)i don't walk on water (oh no)kaliedoscopial eyesas you look in the mirrorand the long is gettingshorter as the far is now nearerare you just a mirrorstanding in front of me?am i blind,can my eyes really see?you may say i'm a miracle mannequin,here i come with my mystical plan again,although you think i can, i'm just a manand i don't walk on water (oh no)i don't walk on water (oh no)i don't walk on water (oh no)i don't walk on water (oh no)my dromedary dreamsas wet as oceanswith sand dunes bearing seedsshe set in motionmy dromedary dreamsmy dromedary dreamsmy dromedary dreams
(zaknafein - 17 Mart 2005 23:42)
bir hong leong bank projesi. http://www.youtube.com/watch?v=d-wxnid2q4ao videonun başındaki abla beni bulsun kurban olayım.bizde niye yok!!11!
(oraletarya - 20 Ocak 2014 16:03)
allah allah ne tesadüftür ki başrolündeki adam diğer israil filmlerinde olduğu gibi yine aşırı çekici. hoş bir film.
(phthalo blue red - 12 Aralık 2014 10:31)
Yorum Kaynak Link : walk on water