şarkısını hala ezbere bildiğim çizgi film:

ineç unat ninca tööörı
ineç unat ninca tööörı
ineç unat ninca tööörı
eruzını herşır, hemıdayn!

(orioner - 8 Eylül 2006 23:36)

ülkemizde, isimlerini aldıkları sanatçılardan daha meşhur olan zibidilerdir. bizde michelangelo'nun kaplumbağa olanı makbuldur.

(hypathia - 21 Ağustos 2009 14:34)

leonardo reads
donatello knows hadis
rapael is kul but crude
michelangelo is a müslim dude
camiiiiiiiii

teenage mü'min ninja turtles
teenage mü'min ninja turtles
teenage mü'min ninja turtles
yaradana kurban turtle power

(waldis - 26 Aralık 2009 23:16)

ninja kaplumbagalar.. alf, pokemon gibi bir donemin fenomeni. cizgi filmi ulkemizde cok tuttu, intertoy bunlarin oyuncaklarini satarak servet yapti.

temel olarak abuk subuk gerekcelerle insansi bir vucut kazanmi$ dort tane e$cinsel kaplumbaganin rakiplerine sille tokat giri$mesi olarak ele alinabilir. ba$ hatta tek du$manlari shredder'dir.

genel olarak geyik bir cizgifilm olsa da, technodrome ve krang'in memleketi 4. boyut ileri bilimkurgu romanlari tasvirlerinden firlamadir guzeldir. bir de april o neill vardir.

konami bunlarin harika oyunlarini yapmi$tir, bilhassa final fight tarzi saga dogru kayarak gideninin her bolumu, arada cikan sahne resimleri cok ama cok guzeldir donemine gore. hemen her platformda cikmi$tir..

(kusmuk - 8 Temmuz 2000 12:36)

shredder'i tutardim ben hep, ama herif her kaplumbagalari yakaladiginda, bir sistem kurup "40 dk sonra o asit kafana damliycak ve oleceksin" diyip ceker giderdi, icimden sinirlenirdim "ulan gidip direk oldursene" diye.. bir de yine kaplumbagalari oldurucek duruma getirirdi, 40 saat nutuk cekerdi "sizi oldurucem ve dunya benim olacaakk ha haha" seklinde, splinter gelip kurtarirdi tabi..

(toshi - 12 Temmuz 2000 14:58)

bibap ve raksdedi vardı haha nasi yazilio bunlar. binbir türlü salaklık yaparlardır işi bok ederlerdi bunlar. sonra bi de baxter vardı sinek olmuştu bu profesördü önceleri.

(uur - 13 Temmuz 2000 13:13)

çocukken michelangelo değil de leonardo olup lider triplerine giren çocukların hepsi şimdi devlet memuru.

(biz eksiyi yazar olmak icin sevmedik - 30 Haziran 2012 18:02)

(bkz: gocugu sirt cantasinin uzerinden giymek)

(birahi - 22 Aralık 2003 19:06)

fragmanı izledim. ghetto tavırlar, siyahi söylemler, jestler, mimikler..

dostum sen buna ninja turtles demişsin ama bu bildiğin 'nigga turtles'.

(bokuboncuklu - 22 Ağustos 2014 12:07)

90larda izlediğimiz aslında çok başarılı ve uyarlandığı çizgi romanından epey farklı çizgi dizi.

öncelikle, en önemli fark, çizgi roman siyah beyaz... ve dört kaplumbağanın kullandığı bağ rengi de kırmızı. öyle mavi, mor, turuncu falan yok.
bunun dışında, oyuncağın satılacağı kitle çocuklar olduğu için, çizgi romandaki şiddet azaltılmış, karanlık ton tamamen kaldırılmış.
hikayedeki farklarsa şöyle:
çizgi romanda splinter, japonya'daki foot klanının en iyi gölge savaşçısı hamato yoshi'nin evcil sıçanı. splinter, sahibinin her hareketini taklit ederek kendini eğitmiş, kendi kendine ninja olmuş. (buraya kadar 1990'daki sinema filmi de aynı hikayeyi anlatıyor) bu arada hamato'nun da tang shen diye sevdiği bir kız var ama aynı zamanda klandan oroku nagi diye bir eleman da kıza yanık. neyse, nagi ibnesinin bundan haberi olmuş, kıskançlığından kızı dövmeye başlıyor bizim hamato da bunu yakalıyor hıncından nagi'yi öldürüyor. bu yüzden klanından atılıyor ve tang'le birlikte japonya'dan new york'a kaçıyorlar, splinter da bunlarla geliyor tabii.
bu sırada nagi'nin kardeşi oroku saki de abisinin cenazesinde intikam yemini ediyor, kendini öyle bir geliştiriyor ki tesadüf bu ya foot klanının new york temsilcisi olarak bunu atıyorlar. bu orada sağlam bir şebeke kuruyor uyuşturucu kaçakçılığı, suikastler, her şey var... işte bu kendine shredder diyen saki pezevengi bir gün hamato evde yokken kızı bulup öldürüyor. hamato gelince de sağlam kavgaya tutuşuyorlar. shredder, hamato'yu da öldürüyor. bu sırada splinter kafesinden kaçıyor, sokak çocuğu oluyor.
bir gün splinter yine sokakta takılırken, caddede bir kaza oluyor, kamyonun birinden bir kap fırlıyor, o sırada bir çocuğun elindeki kaseye çarpıyor, içindeki kaplumbağalar lağıma düşüyor. lağımda kabın içindeki sıvıya maruz kalan kaplumbağalara splinter bakıyor; sıvıdan dolayı zekaları artıyor,boyutları büyüyor... gerisi bildiğimiz hikaye... [edit: çizgi dizideki versiyonu için: #44195290]

bunlar dışında diğer farklar:

baxter stockman: böyle sarı beyaz değil, bildiğimiz afrikan amerikan.

april o'neil: muhabir falan değil, baxter'ın asistanı sadece.

kaplumbağalar için pizza öncelik değil ama bira içiyorlar.

foot klanındakiler robot değil, yani kaplumbağalar insan öldürüyor.

eyyorlamam bu kadar...

edit: şimdi bu dakikadan sonra spoiler olsa ne olur diye devam edeyim:

çizgi romanda daha ilk sayıda kaplumbağalar shredder'ı öldürüyorlar. konu ilk bölümden bitiyor yani hehe... öyle krangmiş, rocksteady & bebopmış tamamen çizgi dizinin mucizesi.
ama casey jones her türlü var, casey jones candır...

(rare - 24 Ağustos 2014 02:02)

(bkz: michael bay ne yapıyorsunuz)

(kurk mantolu kaporta - 3 Eylül 2014 14:39)

fragmanı acı vermiş olan 2014 yapımı film. bildiğin acı çektim o fragmanı izlerken. çizgi romanını bilmem ben arkadaş benim bildiğim ninja kaplumbağalar budur.

bu ne amk ya!!! bu ne arkadaşım, yaratık bu yaratık! transformers'ı da hırdavat yığınına benzettin zaten, başları nerede kıçları nerede belli değildi! hayvan herif!

tamam sakinim... sakinim...

edit: onların gerçekçi görünmesi gerektiğini hangi hayvan oğlu hayvan söylüyor lan bu adama???!!!!

neyse... derin nefes... sakin, sakin...

büdüt: madem gerçekçi olacakmış, kaplumbağaya insan dudağı ve dişi vermek nedir ya?

(gri balikcil - 5 Eylül 2014 11:18)

şimdi splinter usta yerde o kitabı değilde kpss hazırlık kitabı bulsaydı bütün kaplumbağalar ninja değilde devlet memuru mu olacaktı? eski filmlerdeki ve çizgi filmdeki senaryo daha iyiydi sanki..

(bokuboncuklu - 10 Eylül 2014 00:22)

pizza manyağı yaratıklardı bunlar.. bi de rockstead ve beebob bi sürü salak saçma işler yaparlardı sora ekrana dogru bakıp "sevigiliy minikler biz böyle kötü şeyler yapıyoruz ama siz evde denemeyin uslu çocuk olun bakiyim.." diye ögütler verirlerdi de ben de "hey yaşasın bizim de burda olduğumuzu biliyolar ne mükemmel" diye düşünür sevinir idim.. pek bi miniktim tabiy..

(kolonyali mendil - 17 Haziran 2001 00:52)

şu fotoğraf filmden daha güzel yemin ederim: http://i.imgur.com/snxgqoy.jpg

(kintaro - 2 Kasım 2014 14:29)

şarkısı da soyledir :

teenage mutant ninja turtles
teenage mutant ninja turtles
teenage mutant ninja turtles
heroes in a half-shell
turtle power!

they're the world's most fearsome fighting team (we're really hip!)
they're heroes in a half-shell and they're green (hey - get a grip!)
when the evil shredder attacks
these turtle boys don't cut him no slack!

teenage mutant ninja turtles
teenage mutant ninja turtles

splinter taught them to be ninja teens (he's a radical rat!)
leonardo leads, donatello does machines (that's a fact, jack!)
raphael is cool but crude (gimme a break!)
michaelangelo is a party dude (party!)

teenage mutant ninja turtles
teenage mutant ninja turtles
teenage mutant ninja turtles
heroes in a half shell
turtle power!

(naylon - 22 Haziran 2001 20:50)

splinter usta olmadan hiçbir başarıya ulaşamayacak kaplumbağalardır.

dört kişiden oluşan kuzen grubuyduk ve senelerdir süregelen bu aylaklık, bu başıboşluk, bu hedefsizlik bizi artık yıldırma noktasına getirmişti. bu ataleti aşmanın tek yolu bir örgütlenme modelini örnek almaktı. akla ilk gelen, daltonlar tarzı örgütlenme modeli oldu ancak boylarımız aşağı yukarı eşit olduğundan ve bu sebeple kimseye sen avarel olacaksın şeklinde baskı yapılamadığından bu alternatif hemen listeden çıkarıldı. ikinci olarak voltran olma önerisi getirildi fakat bu seçenek de, voltranı oluştururken niceliksel engelleri aşamayacak olduğumuz için, ancak daha önemlisi bu modelin uygulama alanının kısıtlı olması nedeniyle rafa kaldırıldı. geriye bir tek seçenek kalıyordu : ninja kaplumbağalar olacaktık!!! kağlumbağa öğretisini çevremizde yayacak, her birimiz üstlendiğimiz kimliğin yüklediği sorumluluk bilinciyle kişisel gelişimimizde önemli adımlar atacaktık. hemen oybirliğiyle karar alındı lakin sonrası bir parça sıkıntılı geçti...

- iyi de abicim sen niye mikalancolo oluyon!!!
- olm öneriyi getiren benim, ben olcam tabi!!
- abicim bak benim saçlar kızıl, hatta baya da bi kırmızı gibi, ben olacam mikelancela bana ne!!
- olm senin saçlar sarı bi kere!! o yüzden donatellosun sen, ben mikelenjelloyum..
- olm asıl ben olmam lazım!! mınçıkam var benim!! mikilencoleyim ben!!!
- rafael ne ya!! ben hiç sevmedim!!
- eehhh yeter lan!! herkes neyse o, beğenmezsek değiştiririz sonra!!! anlaştık mı??
- değiştirceksek sonra tamam..
- tamamdır...
- okey dasti euhehue...

görev dağılımı yapıldığına göre artık harekete geçme zamanıydı. ilk iş olarak karnımızı doyurmamız lazımdı. aç ayının oynamadığı gibi aç tosbağa da oynayamazdı. ancak bulunduğumuz muhitte yeraltına inip pizza sipariş etme şansımız yoktu maalesef. hem pizzayı ançuezli de getirebilirlerdi hafazanallah. o yüzden ilk operasyonun yemek yapma operasyonu olmasına karar verildi. belki amerika’daki muadillerimiz gibi yer altına inemiyorduk ama dedenin evinin arka bahçesi bu iş için biçilmiş kaftandı. ilk aşamada evin mutfağına sızıldı, mutfaktan 75 gram kadar kıyma ile körük şeklinde maşa işlevli mutfak teçhizatı çalındı ve kıyma serçe parmağın bir boğumu büyüklüğünde tükmük köfteleri formuna getirildi. artık yapılması gereken tek şey ateş yakmaktı ve odunlukta bulunan eski gazeteler bu işi gayet güzel görebilirdi. ya da öyle gelmişti ilk başta bize, bilemedim. gel gör ki gazete kendi başına gürül gürül yanan bir nesne değildi, kısa sürede sönüp parçaları havada uçuşuyordu. sanki yanmaya niyeti varmış da bir tetikleyici güce ihtiyacı varmış gibi bir havası vardı bu tan gazetesinin. mazot olmasındı bu tetikleyici güç ? hem de odunlukta hazır konuşlandırılmıştı işte bu taze kuvvet ne güzel. neyse uzatmayayım, plan, yanan gazete yığının mazotla teması sonucu ortaya çıkan küçük çaplı yangının ve bunun hemen öncesinde ise gazete sayfalarını çekirdek külahı gibi kıvırarak ve külahı geniş kısmından yakarak (içi boş) sigara içme denemelerinin ragıp dayı tarafından tespit edilmesi ve ragıp dayının bu tespitlerinin yanaklarımızla ragıp dayının devasa ellerinin kavuşmasına yol açması nedeniyle kısmi bir başarısızlıkla sonuçlandı.

bu acı tecrübeyle bir parça demoralize olmuş olsak da karnımızı bir şekilde doyurursak daha temeli sağlam projelere imza atabileceğimizden yeni adlarımız kadar emindik. ancak akşam yemeğine daha saatler vardı ve karnımızı doyurmanın tek yolu en yakın büfeden nefis ikişer sucuklu tost yemekti. büfeye gidildi, tostlar ısmarlandı, domatesleri bol olsun isteklerimiz kaale alınmadı. tostlar elde, yavaş yavaş mahalleye doğru yol alırken, karınlar doymak üzere olduğuna göre artık nedense işin biraz da ninja kısmına eğilmek gerektiği kanısına vardık. o esnada geçmekte olduğumuz mahallenin çocukları sanki bu isteğimize karşılık olarak birileri tarafından çıkarılmıştı karşımıza. çocukların en büyüğü, en küçüğümüzden yaklaşık beş yaş küçüktü. hiçbir sebep gösterilmeksizin bir yandan tost yemeye devam edilirken bir yandan da çocuklar pataklandı. bu ilk görevi kısa sürede başarıyla sonuçlandırmanın haklı gururuyla mahalleye doğru ağır adımlarla yol alınırken, leonardo arkasına döndü ve :

- çabuk olm koşun çabuk!!!!

dedi. enteresan bir tablo vardı 500 metre kadar arkamızda. kuvvetle muhtemel az önce tanıştığımız çocukların abileri, kuzenleri, dayıları vs. den oluşan yaklaşık on kişilik motosikletli bir grup bize doğru yol almaktaydı. yine uzatmıyorum, kısacası kaplumbağa olmadığımıza ilk defa seviniyorduk. kovalamaca, dedenin evinin önünde yenilen birkaç tokat ve tekmeyle ve o sırada bahçeyi sulamakta olan ragıp dayının önce çete liderini sonrasında ise minik kaplumbağaları pataklamasıyla son bulmuştu.

olmadı işte, yazık ki nevzat'tan bi rafael yaratamadık. haydar'da zaten leonardo mayası hiç yoktu. ragıp dayı ise bütün o sert görünüşüne rağmen iyi adamdı, hoş adamdı aslında ama bi splinter usta olsa başımızda her şey daha farklı olabilirdi sanki...

(devam dercesine - 5 Aralık 2005 22:21)

hey gidi ninja kaplumbağalar!

size özenip mınçıkalarla kaş göz yarmaya kalkmış kendi kaşımı patlatmıştım,
annemin servis çatalını rafael gibi savurarak kardeşimi deşmiştim..

oysa siz; mafyanın önde gideniymişsiniz, organize suç örgütüymüşsünüz lan!
bugün türkiye'ye adım atsanız tutuklanırmışsınız... iddianamenizi mahkemeye sundum.

-üç ve üstü üye sayısına sahipsiniz.
-ellerinizdeki alet edevat suç işlemeye elverişli.
-medyaya da nüfuz etmişsiniz april o neil'la.
-6136 sayılı ateşli silahlar ve bıçaklar ile diğer aletler hakkında kanuna muhalefetten zaten taklaya gelmişsiniz;
mınçıkalarla poponuza poponuza vuracaklar.

bu durumda;

örgütün başı sayılan splinter usta, kendisi bizzat suç işlemese dahi kaplumbağaların tüm işlediği
suçlardan fail olarak yargılanır.

april oneil fiili olarak üye olmamasına rağmen bilerek ve isteyerek yardım etmekten dolayı üye sayılarak
yargılanır. vazgeçmek isterse etkin pişmanlık hakkı saklı tabii. şeker şey...

sizi kınamakla kalsam iyi, size pizza hazırladım;
gelin de beraber çevirelim yine mınçıkaları, bir oturuşta yutalım koca pizzaları,
saplayalım kötülerin popolarına saileri.

şaka lan! iddianame falan yok, gelin, okuldan eve koşup önlüğü bir tarafa fırlattığım gibi işten koşup fırlatacam kravatımı bir kenara.

" turtle power! "

(crescendo - 13 Aralık 2005 17:37)

şarkısı mükemmeldir. şarkıdaki özellikle "heroes in a half-shell, turtle power" kısmını sallayarak söylememiş bir insan 90larda çocuk oldum diyemez, hakkı yoktur.

(rattlehead - 4 Haziran 2006 20:29)

yıllar sonra arkadaş arasında geyiği yapılan zamanın çizgi filmi. bu muhabbetlerde herkes kendisine mal ettiği kaplumbağadan bahseder. sevdiği kaplumbağanın diğerlerinden üstün olduğunu ispat etmeye çalışır. burda biraz karakter yapısı söz konusudur. nerd takılanlar donetello, ortam-club adamları michelangelo, lider ruhlu-sorumluluk sahibi çocuklar leonardo'yu severdi. ama kimse raphael'i sevmezdi. bunun birinci sebebi, raphael'in bi boka benzemeyen silahlarıdır. sözde çin kılıcı olan bu silahlar ne yeterince işlevsel ne de güzel görünümlüydü. ikinci sebep ise raphael'in sorunlu kişiliğidir. raphael bir nevi dörtlünün asi, depresif çocuğuydu. sürekli evi terkeder, kendi başına işlere girerdi. o zaman tabi bu hareketler hoşumuza gitmiyordu. o zamanlar sevdiğimiz şey leonardo 'nun foot askerlerini biçmesi, donetello'nun aletlerin bir yerlerine deynek sıkıştırarak koca boyut kapısını kapatmasıydı. bugün bakıyorum da içlerinden en esaslı olan raphael imiş. çünkü tosbiğin kendi kişiliği varmış. raphael'de hep bir kadere isyan vardır. hiç bir zaman doğrudan hayatın ve ustasının (usta splinter 'ın çağ dışı medrese eğitimi) ona gösterdiği yolda yürümek istememiştir. demem o ki dört kaplumbağadan tek adam olan raphael 'dir.
gereksiz bir anekdot belki ama bu çizgi dizi hayatıma o kadar etkilemiştir ki 7 yaşında sokaktan bulduğum kaplumbağa üzerinde gereksiz bir deney yapmıştım. bilindiği üzere çizgi filmde kaplumbağalar kanalizasyonda yeşil parlak bir sıvıyle temas ederek mutasyon geçiriyolar. işte ben de evde bu yeşil parlak sıvıya en çok benzeyen şeyi pril bulaşık sıvısını kaplumbağanın üstüne bolca döküp bir gece beklemiştim. hayvancağız telef olmuştu. halbuki ben o geceyi yeni mutant kaplumbağamı nasıl eğiteceğimi düşünerek geçirmiştim.

(thekhan - 26 Temmuz 2006 00:49)