David ' Filminin Konusu : 'David Keith Lynch', 1946 doğumlu Amerikalı yönetmen. Filmlerinde işlediği temalar ve cesur üslubuyla Amerikan sinemasının en kendine özgü yönetmenlerinden biri olarak ün yapmıştır.
Ödüller :
Train de vie(1998)(7,7-8172)
Musíme si pomáhat(2000)(7,7-4594)
Uprising(2001)(7,3-4304)
Bittere Ernte(1986)(7,3-668)
Sorstalanság(2005)(7,0-6184)
The Devil's Arithmetic(1999)(6,5-3461)
Berlin Film Festivali : "Interfilm Award - Recommendation-Competition"
Berlin Film Festivali : "Golden Berlin Bear"
Berlin Film Festivali : "OCIC Award - Special Recommendation-Competition"
düşündüm taşındım; ölçtüm biçtim hesapladım; şimdiye kadar gittiğim konserleri, seyrettiğim canlı performansları gözden geçirdim. kaçınılmaz olarak 20 haziran 2006 roger waters istanbul konseri'ni şimdiye kadar seyrettiğim en iyi konser olarak mihenk almak durumundaydım. sonunda kararımı verdim: bu adamın türkiye'ye gelmesi durumunda $150'ı gözümü kırpmadan veririm.bowie gelip derse ki - ashes to ashes'ın sonunda müthiş bir klavye solosu ve orijinale yakın bir china girl çalıcaz ama biletler $200 relic'ciğim. aşağısı kurtarmıyor.- abi ashes to ashes solosu 2 haziran 2000 bbc radio theatre londra kaydı gibi mi olacak? diye sorarım hemen. ha bir de i can't read olacak mı?evet derse ona da eyvallah ama 200'den yukarı çıkarsa şansını fazla zorlamış olur. eşeğin kulağına kar suyu kaçırmaya da gerek yok. şurada maaşlı adamız, aldığımız belli verdiğimiz belli değil mi ama..
(relic - 9 Mart 2007 02:08)
ben bu adam kadar karizmatin tick tock diyen birini duymadim...(bkz: placebo) (bkz: without you i m nothing)
(cadi - 9 Mart 2000 12:21)
space oddityziggy stardustman who sold the worldstarman..yeni kesfetmis olmanin buruklugu ile hic deilse kacirmamis olmanin huzuru bi arada dinlenip siritiliyor..
(penguen - 9 Mart 2000 20:51)
otostopçunun galaksi rehberinden: eğer 1 çift david bowie alıp david bowielerden birini öbür david bowienin tepesine tutturur sonra ilk iki david bowieden üsttekinin kollarının heriki ucuna da bir başka david bowie iliştirir ve bu yaptığınızı kirli bir plaj elbisesine saracak olursanız elde ettiğiniz şey tam olarak john watson' a benzemese de onu tanıyanlar tarafından aralarında büyüleyici 1 benzerlik bulunabilirdi...
(portakal - 9 Mart 2000 21:01)
yaslandikca guzelle$en adam
(gazolin - 26 Nisan 2000 19:29)
cocukken okulda psikopat bir ogrenci tarafindan gozune pergel batirildigi icin gozbebegi buyuyen, bu yuzden gozleri ayri renk gozuken adam.
(spincrus - 3 Eylül 2002 21:42)
glam rock babasi, muthis ses, asmis sarkilar...en son albumu pek bir guzel...
(borek - 20 Mayıs 2000 22:02)
30 senedir piyasada olup da, klasindan,cool'undan hic birsey kaybetmeyen, mainstream'le arasinda her zaman biraz mesafe birakip, tam oldu derken sasirtici isler cikartabilen, bu arada da her ne hikmetse parasina para katmaya devam eden, dunyanin en zengin ve isbilir rock'n'roll'cularindan biridir kendisi..zengin olmasinin hikmeti de anlasildi gecen gun. big apple'i mutad ziyaretlerimizden birinde, bowie'nin new york maratonu'na ciktigi, her borough'da bir konser verdigi ogrenilince, eh bu da kacmaz artik denilerek, soguk, yagmurlu ve ruzgarli bir gunde brooklyn koprusunun altindaki konser mekaninin yolu tutuldu. kapida bilet sorulunca, insanlarin alayci bakislarina maruz kalindi. [nasil yani son gun gelip bowie konserine bilet bulmayi mi umuyorduk?] kos kos geri donmeye hazirlanirken, 75$ lik bileti 150$'dan satan uyanik vatandaslar tarafindan cevrildi etrafimiz. uzun pazarliklar ve yapilan blofler neticesinde, 75$ a bilet almayi basarip [icimiz sizlamadi degil yine de, gittigim en pahali konser unvanini ele gecirdi nitekim. ] iceri girildi. "adam 1 haftada 5 sold out konser verip, 75$ dan bilet satiyor. tabii zengin olacak" diye dusunuldu.. nezih ve orta yasli bir kalabalikla beraber, sicak ve samimi ortamda beyaz duk'un 2 saatlik hesapli kitapli performansinin tadina varildi. rebel rebel'dan lets dance'e, ziggy stardust'dan i m afraid of americans'a, heroes'dan son album heathen'in hemen hemen tum sarkilarina eslik edildi. 30 yil sonra hala "ziggy played guitar" sozunun yasini basini almis insanlari oldugu kadar gencleri de heyecanlandirdigina sahit olundu.. o kadar uyusturucu ve 55 yildan sonra hala sirim gibi olan bowie'nin beyaz gomleginin dugmelerini her acisinda ahlandi, ohlandi. hatta adama veresi gelen tek ben degildim kalabalikta, eminim..
(willy van der kerkhoff - 15 Ekim 2002 04:39)
bir de kamu hizmeti olarak tum orjinal studyo albumlerini yazalim suraya, gun gelir dolduran birileri bulunur elbet bos bkz'lari:david bowie (1967) space oddity (1969) the man who sold the world (1971) hunky dory (1971) the rise and fall of ziggy stardust and the spiders from mars (1972) aladdin sane (1973) pinups (1973) diamond dogs (1974) young americans (1975) station to station (1976) low (1977) heroes (1977) lodger (1979) scary monsters (1980) lets dance (1983) tonight (1984) never let me down (1987) tin machine (1989) tin machine ii (1991) black tie white noise (1993) the buddha of suburbia (1993) 1 outside (1995) earthling (1997) hours (1999) heathen (2002)
(willy van der kerkhoff - 15 Ekim 2002 04:46)
cok rezil sarkilari dahi dinlenebilir kilan, freddie mercury ile hayatimda duydugum en guzel duetlerden birine imza atmis olan muzisyen..(bkz: under pressure)
(speedy - 8 Temmuz 1999 00:00)
sigara içmeye başlama sebebim. dünyanın en karizmatik insanıdır ve aynı zamanda bence "cool olma" olayını icat etmiş adamdır. sene 2002 (19 yaşındayım), okuldan bir arkadaşın iteklemesiyle, manchester'da şehir merkezinde yapılan bir etkinliğe katıldık. olayın high light'ı david bowie konseriydi. binlerce insan sahnenin etrafında toplanmıştı. müzisyenler sahneye çıktılar ve çalmaya başladılar. yaklaşık beş dakika sonra o ince, sarışın adam, siyah takım elbisesi ve yakası açık beyaz gömleğiyle sahneye çıktı. tabii biz şarkıya girecek zannettik. ama öyle olmadı. david bir sigara yaktı. ve insanlara karşı içmeye başladı. müzik bir şekilde durdu. ve bir çıt dahi çıkarmayan binlerce insan, müzisyenler ve o an orada bulunan tüm canlılar diyebilirim, david'e hipnotize olmuş gibi bakıyorlardı. tek duyduğumuz ses, david sigaranın dumanını üflerken açık mikrofondan gelen hafif hışırtıydı. bowie yaklaşık 10 dakika binlerce insanın bakışları arasında sigarasını içti. isterseniz buna sigara içmek demeyelim, sanki o sigarayla dünyanın en görkemli seksini yapıyordu bowie. sonra sigara bitti ve david bowie şarkılarını söyledi.o sessizlik anında, gözlerim david'de, yanımdaki arkadaşıma fısıldayarak sordum:- what is he doing? what is that?arkadaşım bir iç çekerek cevap verdi:- heeeee isssssssss smoking!konserden sonra yanımızda olan ve o güne kadar sigara içmeyen herkesin elinde bir paket sigara vardı. işte david bowie budur.
(nasenspray - 28 Temmuz 2010 15:38)
çıbanın başı.arkadaş, internetin her bir yanından bu adamın, mick jagger'ın, keith richards'ın ve lou reed'in beraberce eğlendiği resimler fışkırıyor. başkaları da var ama, esas pislik bunlar. bu amınakoduklarım nasıl eğlenmişlerse artık o 10-15 yıllık periyodda, dünyada geriye eğlence kalmamış. çok eğlenmişler. aşırıya kaçmışlar. yeri gelmiş kırmadıkları ceviz kalmamış, yeri gelmiş birbirlerini ağızlı dilli filan öpmüşler. kulaklarından öpmüşler birbirlerinin. kokain desen bunlarda, öroyin desen bunlarda. resimleri gördükçe sinir basıyor yahu. tamam, heteroseksüel bir insanım ama konu o değil. çekemiyorum bu kadar eğlenmiş olmalarını. net. sırf bunlardan 20-30 yıl sonra ve türkiye'de doğdum diye o kadar eğlenceyi kaçırmış olmak adil gelmiyor arkadaş. zaman makinesiyle geriye dönebilsem, direkt ihbar ederdim. aşırı uyuz oluyorum o resimleri filan gördükçe.
(starborn - 23 Şubat 2011 23:12)
bu reyizin extras dizisindeki kısa şovu için;http://www.youtube.com/watch?v=jv6mev_rdde(bkz: ricky gervais)(bkz: extras)
(ziggy played guitar - 7 Mart 2011 19:19)
ilah. idol. sanatın bale dışındaki her yönünde başarılı olmayı başarmış tek insan. yaşının yaklaşık olarak 2348 olduğu çin seddi ve tac mahal'in mimarlığını yaptığı isa'nın babası olduğu, gaudi ve william blake'e hocalık yaptığı hakkındaki rivayetlerden bir kaçı.
(aldous - 13 Ocak 2000 01:59)
sozlukten anladigim kadariyla guns and roses'in annesini sikmis kisi...*(bkz: #429781)(bkz: #2698685)
(pissed - 30 Temmuz 2004 20:56)
hiç sevmediğim bir adamdı david bowie. müziği hep bir garip gelir, sanki kulağımı tırmalardı. hani bazı şarkıları hoş gelirdi belki ama özellikle dinlemek istediğim birisi değildi. hiç dikkat edip de, kendimi vererek dinlemişliğim yoktu.sonra nirvana'dan dinleyip sevdiğim, ama hep bir şeylerin eksik olduğunu düşündüğüm the man who sold the world'ün aslen david bowie'ye ait olduğunu öğrenip bu şarkıyı buldum ve anladım yıllar boyu nirvana'dan dinlerken hissettiğim eksikliğin ne olduğunu (bkz: #3335594).the man who sold the world ciddi ciddi ilk dinlediğim şarkısıydı david bowie'nin, ve takıntı derecesinde bağımlılık yaratmıştı. sonra ne oldu, alalım bakalım şu albümü neymiş ne değilmiş dedik ve o muhteşem albümü de edindik. (bkz: #3335601). albümü dinlediğiniz de hiç bir şarkı direk dikkatinizi çekip de aman allahım ne muhteşem bir arkı dedirtmez. dinlersiniz, dinlersiniz, derken aradan bir şarkı çıkar*, ve nasıl olduğunu anlamadığınız bir şekilde o şarkı yeni takıntınız haline gelir. artık tüm albümü sırf o şarkı için dinlemektesinizdir. zamanla yeni bir şarkı daha leşfedersiniz*. yeni takıntınızdır bu da, sonra bir daha*, bir daha*, bir daha** derken bir bakmışsınız albümün tüm şarkıları teker teker sizin için ayrı bir şeyler ifade eden ayrı takıntılarınız haline gelmiştir. sonra biraz daha kurcalarsınız david bowie denen hazineyi. her yeni albümde her yeni şarkıda aynı şekilde yeni şeyler bulursunuz***********. ve yıllar geçer, hala yeni şarkılar keşfeder, hala yeni tatlar bulursunuz, bazen aynı şarklıarda yeni tatlar keşfedersiniz. ama kural şudur ki şarkıları hep tek tek seversiniz, ve belki de daha önce defalarca dinlemenize rağmen yeni bir şey bulursunuz. 100'lerce kez dinlediğiniz bir şarkı sizin için birden bire bir şeyler ifade etmeye başlar. anlarsınız ki o şarkıyı anlayabilmek ve o şarkıya ulaşabilmek için önce defalarca dinlemeniz gerekmiştir.bir hikaye yazarıdır david bowie. her şarkısı ayrı bir hikayedir. bazıları bilim kurgu, bazıları aşk, bazıları günlük hayattan alınan ince ayrıntılar, bazıları tamamen kurmaca, bazıları tamamen gerçek, ama hepsi ayrı hikayelerdir. işte bu yüzden farklıdırlar birbirlerinden. bir bütünün ufak parçalarıdırlar, david bowie bütününün parçalarıdırlar. bir romano okumak bir hikaye kitabını okumaktan daha kolaydır. çünkü okumaya başladığınız romanın bir paröasıolursunuz bir süre sonra, ve sonuna gelene kadar rahatça bitirisiniz(eğer iyi yazılmış bir romansa). ama bir hikaye kitabındaki her hikaye birbirinden farklıdır. o hikayeyi özümsemek, anlamak için harcadığınız çabayı aynen, bir sonraki hikayede de harcamanız gerekecektir. üstelik 300 sayfalık bir roman için harcadığınız çabadan daha fazlasını harcamanız gerekecektir 10 sayfalık bir hikaye için. ve bunu her hikaye için tekrarlayacaksınızdır. bazen bir hikayeyi tekrar okumanız gerekecektir. bir roman okurken, bir oturuşta 50 sayfa okuyabilirsiniz ama bir oturuşta 10'ar sayfalık 5 hikaye bitiremezsiniz(bitirirsiniz belki ama hikayelere yazık edersiniz). her hikayeye ayrı bir gün ayrı bir zaman ayırmanız gerekir. işte david bowie'de böyledir. her şarkısına ayrı bir zaman ayrı bir özen ister. bir roman, yazıldığı süre içerisindeki zaman boyunca yazarın yaşadıklarını, hissettiklerini, hayallerini, korkularını da içerir(yazarın bunları özel olarajk anlatmasına da gerek yoktur, istemese de bunlar bir şekilde romanın içinde yer alır). yazımı bir yıl süren bir roman, yazarın o yılınıanlatır bize genel olarak. hikayelerde aynı şeyi yapar, ama daha küçük zaman aralıklaır için ve daha özel durumlar için. romanlar sadece ortalamadan bahsederlerken, hikayeler seçmece değerlerden bahsederler. her hikaye yazarın bilinçaltının derinliklerine inen bir kapıdır, onun hayatındaki özel bir olaya, duyguya, düşünceye, hayale götürür bizi. david bowie şarkıları da aynen böyledir. üstelik iyi bir hikaye yazarıdır david bowie. şarkı sözlerini mziğinden bağımsız birer hikaye olarka alırsanız, bir çoğu düz yazı olarak okuyunca da sevebileceğiniz hikayelerdir. hatta bazıları film senaryosu oluşturabilecek derecede derindir. bazı hikayeler tarz olarak asimov'u andırırken*, bazıları philip k dick hikayelerini andırmaktadır**pink floyd müziğin filozofu, the doors müziğin şairi, elvis müziğin kralı ise david bowie de müziğin hikaye yazarıdır.
(lord seithel - 26 Mart 2006 20:41)
evlendikten sonra verdiği bir röportajda "evlenirken iman'la tek ortak yanımız ikimizin de mick jagger'la yatmış olmasıydı" diyerek ortalığı yarmış duayen abimiz.
(kaplanin gozu - 6 Mayıs 2005 13:32)
bugün ev arkadaşım bir eşek şakası yaptı ve "bowie geliyormuş konsere" diye bir mesaj attı. adamın uzun zamandır bırak turneyi, tek bir konser bile vermediğini bile bile elim ayağım titredi bir an. şu adamı canlı canlı dinleyemeden ölecek olmak ya da ölecek olması ve hatta bu ölümlerin sırasının önemsiz olması beni çok üzüyor. ev arkadaşımı da aç bırakıp banyoya kilitledim.
(kk no 1 - 17 Mart 2015 00:53)
bir efsanedir bowie. folk rock'tan glam rock'a, hard rock'tan elektronik müziğe kadar her alana el atmış bir dahi, bir öncüdür. 70'lerdeki her bir 'phase'i ilerki yılların punk, goth rock, new wave, new romantic ve bir ölçüde metalcilerini etkilemiştir. popüler müziğin en önemli ve en etkili müzisyenlerinden biridir. hergün dinlerim istisnasız yine de doymaz deli gönlüm. "low"dan "heroes"e, "ziggy stardust"tan "hunky dory"e her albümü mükemmeldir. en zırıl en boktan plaklarında bile (lets dance, tonight) çok parlak şarkılar vardır. hastasıyım, ölürüm ...
(electric warrior - 18 Temmuz 2001 01:37)
freddie mercury ile düet yapmış büyük sanatçı. hiçbir albüm çıkarmamış olsun, sırf şu düet için bile saygı duyacağım adamdır.yamulmuyorsam freddie mercury ile düet yapmış tek insandır. öyle sanırım. (gerçi şimdi aklıma geldi. montserrat caballé vardı bir de)freddie'yi erken kaybettik ama en azından bir efsaneyle aynı dönemde yaşıyoruz. çok yaşa.https://www.youtube.com/watch?v=xtren-yklbm
(bir fincan kahve ile film izlemek - 8 Ocak 2013 00:51)
Yorum Kaynak Link : david bowie