bresson'ın, idare eder bir lancelot du lac ve cannes'ın da kayıtsız kalamadığı l'argent arasındaki geçiş filmi. bu tür adamlar zaman zaman pratiklerini bu şekilde yoklarlar. işin tuhafı izleyici "ne yapıyor bu adam?" diye sordukça, bresson biçime duyduğu sonsuz güvenle her yeni filmde, kafasındaki sinemaya biraz daha yaklaşıyor gibiydi.

biçime güvenmekte haksız değildi.

edit: bu arada filme türkçe altyazı kasan sevgiliye^***de teşekkür tabi..

(misirkalyonigne - 4 Şubat 2012 16:28)

the devil, probably ingilizcesiyle de karşılaşmak mümkün bu robert bresson filmine. şu diyalogları buraya almamda bir sakınca yok, çünkü bresson'u anlatmak için sözü bresson'a bırakmalı.
psychiatrist: loss of appetite often accompanies severe depression.

young man: i'm not depressed. i just want the right to be myself. not to be forced to give up wanting more . . . to replace true desires with false ones based on statistics...

psychiatrist: . . . would impede your psychological development and would explain the root of your disgust and your wish to die.

young man: but i don't want to die!

psychiatrist: of course you do!

young man: i hate life. but i hate death, too. i find it appalling

(isotope 218 - 19 Temmuz 2004 14:38)