Zanan-e bedun-e mardan (~ Women Without Men) ' Filminin Konusu : İran'da 1953'te şahı yeniden iktidara getiren CIA destekli darbe sürerken farklı kesimlerden gelen dört kadının hayatlarını gözler önüne seren bir öykü... Bu dört kadın bağımsızlığı, teselliyi ve dostluğu bir meyve bahçesinde bulmuşlardır.
Ödüller :
Davandeh(1986)(7,9-1334)
Khaneh siah ast(2008)(7,9-3488)
Talaye sorkh(2003)(7,5-4310)
Dayereh(2000)(7,5-5274)
Roozi ke zan shodam(2001)(7,3-1408)
Tadjrebeh(2008)(7,1-443)
Shirin(2010)(6,8-2001)
Looking for Oum Kulthum(2018)(5,7-167)
Aida(2017)(0,0-0)
Venedik Film Festivali : "Silver Lion"
Venedik Film Festivali : "UNICEF Award"
shirin neshat 'in ilk uzun metrajli filmi. 12. uluslararası eskişehir film festivali 'nde gosterilmistir
(estuans interius - 3 Temmuz 2010 02:08)
erkeksiz dört kadın ve bir bahçe üzerinden kurgulanarak iran'ın 20. yüzyıldaki dört yüzünü anlatan bir film.. fazla simgesellik ve bazı yerlerde kurgunun temelsiz oluşu konuyu anlamayı zorlaştırsa da genel anlamda başarılı.. filmin merkezi olan ve kanımca el değmemiş,bakir ve temiz iran'ı temsil eden bahçenin muhteşem görselliğiyse apayrı.."ölüm zor değildir...ölümü düşünmesi zordur...peşinde olduğumuz tek şey...yeni bir yol bulmaktı, özgürlüğe doğru..."
(barikardi - 8 Mart 2011 11:12)
"women without men" ya da "erkeksiz kadınlar" isimleriyle de karşılaşabileceğimiz iran sinemasının seçkin filmlerinden biri.1953 yılında tahran’da yaşayan dört kadının birbirinden farklı ama kesişen hikayesini anlatan film, iran'ın o dönemdeki siyasi ve sosyal hayatını da yansıtıyor. darbe öncesi demokrasi mücadelesi veren halk, başbakan muhammet musaddık'ı devirip şah'ı etkin kılmayı amaçlayan emperyalist ülkeler, musaddık'ı destekleyen halkın gösterileri, iran ordusunun dış destekle yaptığı darbe çok canlı bir şekilde yer alıyor filmde.ama aslolan farklı sınıflara mensup dört kadının hayat mücadelesi... abisi tarafından evlenmeye zorlanan ama 30 yaşına geldiği halde evlenmeyi reddeden munes, hayat kadınlığına zorlanan zarrin, tecavüze uğradığından evini terk etmek zorunda kalan faezeh ve mutsuz evliliğinden bunalan fakhri’nin öyküsü muhteşem bir görsellikle birleşerek anlatılıyor ve bu öyküler derinden etkiliyor insanı. kadınların hangi sınıftan olursa olsun her devirde ezildiğini, horlandığını ama bu aşağılamaya direnip bağımsızlık mücadelesi verebileceğini de gösteriyor film. pekçok sahne zihninize saplanıp kalıyor. ormanda geçen sahneler görselliğiyle ve simgesel anlatımıyla farklı anlamlara kapı aralıyor.çiçeklerle dolu bahçenin kadınların mücadelesini simgelediğini düşünüyorum. ezilmişlikten kurtulup tek başına yol almanın zorlu ama mutlu onurunu yaşayan kadınlar geziyor bu bahçede. elbette sonsuz huzuru yakalamak mümkün olmuyor.ben bu filmi çok sevdim. sindire sindire, ağır ağır akan; dolu dolu bir film...
(josef k - 11 Ekim 2012 21:15)
(bkz: zenân-ı bedun-i merdân)(bkz: zen)(bkz: zenân)(bkz: merd)(bkz: merdân)(bkz: bedun)
(zarp - 12 Ekim 2012 12:02)
iranlı ünlü film yönetmeni şirin neşat'ın çok provokatif bir filmi.musaddık'tan mollalara dek harcanan ve harcanmakta olan kadınlar ve erkekler.. ve hayatlar.. ve kadınlar erkeklerden tuhaf bir biçimde daha cesurdur."karı gibi korkak" deyimi herhalde kendilerinden korkanlar tarafından üretilmiş ciddi bir iftira.bu film tokat kadar sert bir gerçeklik taşıyor bu manada.http://www.cbc.ca/…4/02/neshat-iran-film-women.html
(the tempest - 9 Mart 2013 16:20)
iranlı kadınların hak ve özgürlük mücadelesini kasvetli ve puslu bir fonda anlatan film. konu aldığı devrin karanlığını vurgulayabilmek için tüm renkleri hapsetmiş gibi. derdini anlamaya, mesajına kulak vermeye çalışıyorsunuz; fakat öyküsünün etkisini artırmak amacıyla neredeyse klişeleşmiş argümanlardan medet umması (örn: kardeşine baskı yapan fakat kendisi her haltı işleyen abi; komutan ve amir han'ın ikinci, üçüncü eş arayışları vs. vs.) mâlûmu tekrar etmekten, daha önce defalarca kullanılan malzemelere tekrar başvurmaktan öteye geçmemiş, bu yüzden etkileyici gelmiyor. simgesel anlatım sosuna fazlaca bulanan filmde şah'ın askerlerinin ev sahibini ve konuklarını hiçe sayarak yemek masasının başına kurulması da manidar, lâkin o bile parodi misâli göze sokulmaya çalışılmış, "iran'ın başına böyle çöreklendiler işte" demeye getirilmiş. özetle, film mesajını zorla dikte etmeye kalkışmasa, derdini mecidi, kiyarüstemi ve panahi ustalar gibi sadelikle, izleyiciyi boğmadan, abartmadan verse biz de ona göre not verirdik ama, bu hâliyle maalesef ki 5/10'i bile zor hak ediyor.
(martin jacques mystere - 18 Aralık 2013 21:09)
iran yapımı kadın filmi.nedense kimsenin aklına bu film bir kadın filmi demek gelmemiş. kadın gözüyle, kadınların gözünden bakış açısı bu filmin ana unsuru. erkek bakışlı filmlere alışkın olanlar sevememiş anladığım kadarıyla. klişe argümanların kullanılması bir sinefil olarak benim de hoşuma gitmez, ama hikaye anlatma derdinde olan, söyleyeceği sözü olan, sözünü sakınmayan, hikayeyi anlatırken cesur davranabilen filmlerde bunu görmezden gelirim. zaten muğlaklık, dolaylı anlatım, alegorik kurgu iran sinemasında çok sıkça denk geldiğimiz bir şey ki klişeden bahsedeceksek sofraya önce bunu koymamız lazım. dolaylı anlatım modern iran sinemasının sürekli yaptığı, yapmak zorunda olduğu bir şey, bir film de doğrudan anlatırken klişe kullanıyorsa bırakın yapsın ya hu!kolay beğenmeyen birisi olarak filmi beğendim. gözümüze pek çok şeyi sokmaya çalışsa da sevdim. zira bu devirde bazı şeyleri insanların gözlerine soksanız da görmüyorlar, duymuyorlar, konuşmuyorlar, anlamıyorlar. o nedenle böyle yapmakta inanın çok fayda var.oyunculuğunu çok beğendiğim bir kaç aktrist de oldu filmde. çok iyi oynanmış olması zaten hatalarını görmezlikten gelmemizi sağlıyor. tıkır tıkır işleyen bir film.tutamadm kendimi yazacağım, ya hu bahman ghobadi 'nin yılmaz erdoğanlı, monica belluci'li gayet kötü filmi fasle kargadan gibi örnekler varken bu film gerçekten müstesna bir yerde. hadi şimdi dağılın bakıyim.
(gunduz avlanan jaguar - 15 Mayıs 2015 16:31)
Yorum Kaynak Link : zenan-ı bedun-i merdan