para ve ödül kazanmak ile ahlaklı olmak arasındaki farkı göstermiş yönetmendir. torino'daki ulusal sinema müzesi tarafından kendisine verilen ödülü, kurum daha düşük ücret vermek için ihaleyle işçi çalıştırıyor gerekçesiyle reddetmiş. dilerim bize de örnek olur.
(diplomatic bullshit - 22 Kasım 2012 11:41)
torino film festivalinde bazı hizmetlerin şirketlerce dışarıya ihale yoluyla verilmesi ve düşük ücretli işçilerin çalıştırılması dolayısı ile kendisine verilen büyük ödülü reddetmiş.
(zarif philips - 22 Kasım 2012 12:33)
edinburgh film festivali yönetiminden israil’in sponsorluğunu gözden geçirmesini istemiş, festival yönetimi de israil elçiliğinden alınan parayı geri vermeyi kabul etmişti.
(cinarliada - 23 Temmuz 2009 10:25)
17 haziran 2015 itibariyle 79 yaşına giren devrimci yönetmen. daha uzun yıllar yaşamasını, yeni filmler çekebilmesini temenni ediyoruz.
(ozgur cazci firuzanin terligi - 19 Haziran 2015 00:01)
yakın zamanda filmlerinin bütün telif haklarından vazgeçerek izleyicilerin gönüllerinde zaten ayrı bir taht kurmuştu. şimdi de altın palmiye ödülünü alarak izleyicilerini tekrar gururlandırmıştır. ödülün ardından da "şu anda bir umutsuzluk döneminden geçiyoruz. böyle umutsuzluk dönemlerinde aşırı sağ yararlanmaya çalışır. biz yaşlılar bunun ne gibi sonuçlar doğurabileceğini biliriz. buradan bir umut mesajı göndermeliyiz. başka bir dünya mümkün ve gerekli." konuşması yaparak 79 yaşında olsam da daha ölmedik mesajını vermiştir. seviyoruz.
(atari salonundaki yanci cocuk - 22 Mayıs 2016 22:48)
ödül konuşmasında "bir hikaye anlatacaksan; güzel diye değil, anlatılması gerektiği için anlatmalısın." diyen efsane yönetmen, sanatçı gibi sanatçı.
(highwaytohell - 23 Mayıs 2016 20:23)
tüm filmlerini youtube'dan ücretsiz yayınlama kararı alan usta yönetmen. burada başlamış; https://www.youtube.com/user/kenloachfilms
(sanver - 9 Mart 2015 14:36)
sanat toplum icin olmadiktan sonra ne ise yarar diyen, kamerasini sinifli toplum gercekliginde her daim tokat gibi kullanan yonetmen!
(onceinsan - 7 Kasım 2008 10:28)
julian assange'ın serbest bırakılması için kefil olmuş ve kefalet olarak 20 bin pound ödeyebileceğini söylemiş. mahkeme salonundan çıkarken cnn canlı yayında şöyle demiş: "who was that gentleman? it may be julian assange's attorney; we're trying to find out." yaklaşık olarak: "kim ulan bu? avukatı felan olabilir, araştırıyoruz." the guardian da dalga geçmiş haliyle [http://www.guardian.co.uk/…assy-cables-live-updates "when ken loach appeared leaving the courtroom just now, to much excitement, it was shown live on cable news here and cnn were utterly stumped."evet anladık amerikan kurumları istihbarat konusunda çok başarılı değil ama bu davaya giden kişilerin orada ken loach'un olacağını bilmemeleri görünce tanımamaları da hakkaten şaşırtıcı. boşuna değil cnn'den körfez savaşını izleyenlerin, ırak'a demokrasi getirildiğine inanması.
(simplicio - 8 Aralık 2010 09:07)
televizyonla başı sansür nedeniyle defalarca derde girmiş olsa da, yaşamı boyunca film yapmak için para bulmakta çok fazla zorluk çekse de, çeşitli kesimlerden sürekli tepki alsa da kendinden asla ödün vermeyen solcu yönetmen.(bkz: saygı duruşu)
(sakallis - 6 Kasım 2009 23:10)
ingiliz yönetmen ken loach'un sinemasının merkezinde insan vardır.loach,bir sanatçı olarak,sineması aracılığıyla içinden çıktığı ingiliz toplumu içindeki insanın tarihine tanıklık etmektedir ve onun hikayelerinde sembollerin ifade ettiği herşey insanın mahrum bırakıldığı konulardır.loach sinemasının temel metaforu 'özgürleşme'' sorunudur ve filmlerinde her zaman bir ''umut vardır.özgürleşme sorununun çözümü,yani 'umut'un göstereni egemen etiğini öne çıkışıyla kırılmasıdır.filmlerinde,mevcut sınıfsal konumlarını reddederek birşeyleri değiştirme mücadelesi veren kahramanları aracılığıyla başlayan bu karşı koyusun sınıfsal bir mücadeleye,örgütlü bir güce dönüştüğü görülmektedir.onun kahramanları,kes filmindeki billy'nin işçi sınıfındaki ağabeyi jud ve ortasınıfı temsil eden öğretmenleri gibi,liberal politikaları içselleştirmiş ve sistemi yeniden üreten birer ajansa dönüşse bile ''umut''un göstergesi filmin izleyiciyi rahatsız edici anlatı yapısındadır.hikayelerindeki kahramanları aracılığıyla bize şu duyumsamayı yansıtır :sistem ona müdahele ettiğimiz sürece değişecektir,eklemlediğimizde değl.loach'un sinemaya yaklaşımında estetik bir form oluşturma veya teoriler icat etme çabası görülmez;o, insanlara ilişkin,onların ilgili olduğu konularda samimi hikayeler anlatmanın yararlı olduğuna inanmaktadır.loach'un sineması,insanı yükseltecek ya da en azından ona samimi bir duygusal deneyim yaşatacak öyküleri anlatmaktadır.loach insanı anlatırken onu sorunlar içinde çaresiz bırakacak bir uslubü seçmek yerine,insana bu sorunlarını aşabilecek ve mevcut konumunu değiştirebilecek olan potansiyelin kendinde olduğunu işaret ederek,insanı yükselten bir anlatı tekniğine başvurmaktadır.yine onun sinemasının;gündemdeki meseleler,politik sorunlar ve kişilerle ilişkili olduğu için belgesel bir yanı da vardır.oyuncularını genellikle doğaçlama oynamaya cesaretlendiren yönetmenin,kes filminde de bu doğaçlama yöntemini kurmacanın bir tekniği olarak kullandığı görülmektedir.çünkü film,seyircilere izledikleri seyin o anda gerçekleştirdiğini hissettirebilen ancak bunun bir belgesel olmadığı duygusunu da verebilen bir tekniğe sahiptir.kısacası ken loach sinemasının temel unsuru insan ve insanın uğruna savaşları göze aldığı ''özgürleşme'' ve insanı ayakta tutan ''umut''tur.bu iki temel unsur insanı sinemasının merkezine koyan ingiliz yönetmen için vazgeçilmez bir unsurdur.
(ucaktanparasutsuzatlayanpilot - 2 Mart 2012 13:55)
bizde işçisine parasını vermeyen yönetmenlere örnek olması gerekli "insan". bizdekiler ise ancak gidip iktidarın embesil müteahhitlerin yalaması olsunlar, emlakçılığa soyunsunlar.
(chiquillo - 23 Kasım 2012 01:11)
'raining stones'ın ortalarında oldukça kasvetli, ama aynı zamanda inceden inceye de mizah barındıran bir sahne var. başkahramanımız bob, iş bulup kızına elbise alabilmek için her yolu deneyip defalarca başarısız olmuş, bu denemelerin birinde de karıştığı bir kavgada gözü bir güzel morarmıştır. kayın biraderi jimmy'i ziyarete gittiğinde jimmy'nin yanındaki ken! isimli adam bob'un gözüne işaret ederek''umarım o morluğu işçi sınıfı için savaşırken kazanmışsındır'' der. yanıt verip tatsızlık çıkarmak istemeyen bob çok sert bir bakış atmakla yetinir sadece ama o bakışıyla sanki ''işçi sınıfı için savaşmaya vaktim yok, amına kodumun işçi sınıfı benim zaten'' der sanki. tema ve tarz olarak bu sahne bence loach'un yapıtlarında derdini anlatmak için izlediği temel rotayı özetler: genelde tek bir karakter üzerinden anlatılıp dramatize edilen britanya işçi sınıfının temel yaşam gereksinimlerini karşılamak için verdiği mücadele ve kamu kurumunun bireylerin hayatı üzerindeki muazzam etkisi. tabiki mümkün oldukça mizah ve yerel aksanlar ile harmanlanmış, karakterler ve mekanı doğal bir şekilde sergileyen mütevazı ama bir o kadar da muhteşem bir tarz eşliğinde.1936'da coventry'ye yakın bir kasabada, fabrikada elektrikçi olarak çalışan işçi bir babanın oğlu olarak dünyaya geldi. buraları atlayarak geçeceğim, genç kenneth hukuk okudu, tiyatro ile ilgilendi, filmler belgeseller çekti, bi ara sükse yaptı 'kes' ve 'poor cow' gibi über filmler çekti, ama thacher'ın başa gelmesiyle ve kenneth'e belli belirsiz sansür uygulanmasıyla 90'lara kadar pek sesi soluğu çıkmadı, aslında çıktı ama duyan veya duymak isteyen olmadı pek.90'larda çelik 'artık devir değişti e tabi çelik de değişti' dedi ama devrin değişmei ile ken loach'un da değiştiğinden büyük ihtimal bihaberdi. nitekim bu dönemde efsane bir geri dönüş yapan loach, o çok bilinen ve sevilen üslübünü bu döenmde pekiştirdi. işçi sınıfı ve onların ailelerinin karşılaştığı problemleri konu alan loach, sendikal politikalar üzerine 'riff raff' ve sonraları 'the bread and roses' , ailevi sorunları konu alan 'raining stones' ve 'ladybird ladybird', uyuşturucu ve alkolizme değinen 'my name is joe' ve sonraları 'sweet sixteen' ve muasır politik mücadeleleri konu aldığı 'carla's song' ve 'hidden agendas' gibi über filmler çekti. e haklı olarak da onlarca ödül kazandı. harbiden helal olsun!bahsettiklerime ek olarak tonla güzel filme imza atan loach'un başarısının sırrı sadelikten geliyor kanımca. çoğu filminde amatör oyuncuları tercih edip resmen yetenek avına çıkması da buna delalettir (ladybird ladybird'deki başrol oyuncusunu 200 amatör ile mülakat yaptıktan sonra anca seçebiliyor misal). aynı konuları başka bir yönetmen işlese idi muhtemelen bir çoğumuz ekşici aktivitesi olarak tabir edilen 'filmin yarısında çıkma' eylemini gerçekleştirip filmin geri kanalına tenezzül bile etmezdik ama loach sempatik anlatımı ile ekran karşısına kilitliyor izleyicileri.özet olarak sinema sanatını en üst seviyedelerde icra eden emektar bir insandır benim gözümde, var olsun!ayrıca birkaç filmi hakkında karaladıklarım için bkz:raining stones`:(bkz: #30960183)`bread and roses (bkz: #31881092)carla's song`:(bkz: #31439161)`ladybird ladybird`:(bkz: #29481139)`ae fond kiss`:(bkz: #29231213)`the angles's share `:(bkz: #30482194)`it's a free world`:(bkz: #29522949)`looking for eric (bkz: #29463254)
(pilushkin - 27 Şubat 2014 02:02)
asıl adı kenneth loach'tur.son filmi a fond kiss'in gala-öncesi gösteriminde* kendisine yöneltilen "türkiye'nin ab'ye girmesi konusunda neler düşünüyorsunuz?" sorusuna "bir ülke için bizimkine göre yoksul, nüfusu çok kalabalık... gibi nedenler ileri sürüp bu tür konuları basite indirgemek oldukça yanlış ve dargörüşlü bir tutum. olayı kültürel, ekonomik, siyasal alanlarda detaylı biçimde incelemek gerekiyor ki bunu da burda yapmamıza imkan yok. ama sonuç olarak türkiye'nin ab'ye girmesine sıcak baktığımı belirtmeliyim." cevabını vermiş sinemacı.ingiliz sinemasının yaşayan en önemli birkaç yönetmeninden biri.
(baytar - 15 Ekim 2004 03:21)
konuşmasında, önce jüriye değil de festivale emek veren çalışanlara teşekkür ederek, bir kez daha taraf tutma'nın ne olduğunu göstermiştir.
(sirjohnfalstaff - 23 Mayıs 2016 09:23)
mike leigh le birlikte britanya'dan çıkmış eli öpülesi iki adamdan biridir. hayatını işçi haklarına, özgürlüklere, sosyal adaletsizliklere, emekçilerin sorunlarına adamış büyük bir sinemacıdır.
(diariamente - 23 Mayıs 2016 09:51)
ı, daniel blake filmiyle cannes film festivali’nde altın palmiye'yi şu konuşmasıyla almış olan çınar:“şu anda bir umutsuzluk döneminden geçiyoruz. böyle umutsuzlık dönemlerinde aşırı sağ avantajlı olur. biz yaşlı insanlar bunun ne gibi sonuçlar doğurabileceğini biliriz. buradan bir umut mesajı göndermeliyiz. başka bir dünya mümkün ve gerekli.”ki sinemaya dair bugünkü röportajında da ''insanlığın yanında, zorba düzenin karşısında'' olan o çok sevdiğim duruşuna paralel olan şu cümlesi vardı: ''anlatsan güzel olabilecek bir hikaye değil, anlatmak zorunda olduğun bir hikaye olmalı.''---ben my name is joe filmi ile haberdar olmuştum kendisinden. o zamandan beri minik sinema arşivimde o güzel ağırlığı ile durmakta...filmden bir kısım da şurada dursun:--- spoiler ---‘’kusura bakma.biz senin pembe dünyanda yaşamıyoruz.bazılarımız polise gidemez.bazılarımız borç almaya bankaya gidemez.bazılarımız evini taşıyıp gidemez.bazılarımızın bir seçeneği yoktur.benim lanet olası bir seçeneğim yoktu.’’--- spoiler ---ek: bunlar, hayatta insanların iyilik haline dair hak temelli bakmanın önemini göstermesi açısından çok çarpıcı bulduğum cümlelerdi. birilerini zehirledi, birilerine zarar verdi... bununla birlikte yapılan davranışın ''doğru'' mu ''yanlış'' mı olduğu bir yana, devlet ve toplum gibi ''görev sahipleri''nin sorumluluklarına yoğunlaşarak, o davranışları yapmaya iten yoksulluğa/düzene odaklanmayı sağlıyor..
(en guzel entryler benimm - 22 Mayıs 2016 23:15)
tüm filmlerini youtube'dan parasız olarak yayınlayan devrimci yönetmen.
(gerlegeksan - 6 Eylül 2016 15:04)
''hiçbir sinema kuramcısını takip etmiyorum, edebiyat yazarlarına büyük saygı duyuyorum ve esas olarak onları önemsiyorum. bir filmi yönetirken asla yazar benmişim gibi düşünmem, davranmam. açık ki film üretimi dediğimiz şey, kolektif bir süreç ve tüm bu denklemde biri başrolde olacaksa bu bana göre yazar olmalıdır.''
(freddie mercury nin disleri - 14 Ağustos 2015 16:01)
konusu merkez ingiltere olmak üzere dünyanın içinde bulunduğu durum ve loach'un bu duruma tavrı ve sineması olan, anthony hayward kaleminden özden arıkan çevirisiyle agora kitaplığı'ndan yayınlanan ken loach ve filmleri-hangi taraftasınız (which side are you on) kitabının başrol oyuncusu. kapağında kes (kerkenez) filminden bir fotoğraf bulunan kitaptan, land and freedom filminin oyuncularından iciar bollain'den bir alıntı. "her zamanki tarzına bağlı kalarak, senaryoyu bize parça parça, sürprizlerini kendine saklayarak ve ancak o anki rolümüz için gerekli kısmını vererek dağıtıyordu. onun beklediği oyunculuk tarzı, her ayrıntıda ‘gerçek hayat’taki gibi oynamamızdı. bir sözleşmemiz vardı, kaç gün çalışacağımızı aşağı yukarı biliyorduk. ama ben başıma neler geleceğini bilmiyorum. ölecek miyim, yoksa siperleri bırakıp buradan çekip gidecek miyim, haberim yok. mirambel’de büyük bir çarpışma yaşadık, hepimiz içimizden birilerinin öleceğini biliyorduk, çünkü savaştaydık ve etrafımızda silahlar atılıyor, bombalar patlıyordu. ve herkes çok korkuyordu, öleceğim diye. çünkü kimse ölmek istemiyordu. ölmek demek, filmden ayrılmak demekti. ken loach bizi öyle bir etkiyle sarıp sarmalamıştı, hepimizde öyle bir yoldaşlık bağı yaratmıştı, ki, kimse, "filmden ayrılmak istemiyorum", demiyordu. "ölmek istemiyorum!"du, herkesin ağzındaki söz." (bkz: super yonetmenler)
(euphrates - 24 Kasım 2006 00:00)
Yorum Kaynak Link : ken loach
Adında Ara Konuda Ara Ekşi Yorumda Ara
Puan (En Az) Oy Sayısı (En Az) Yıl (Aralık) Süre-Dakika (En Çok)
Adı
-Hepsi- Aile Aksiyon Animasyon Bilim Kurgu Biyografi Cinayet Döküman Drama Fantazi Film Noir Gerçekçilik-Tv Gizemli Heyecanlı Kısa Film Komedi Korku Macera Müzik Müzikal Romantik Savaş Spor Tarih Western
-Hepsi- ABD Afganistan Almanya American Samoası Andorra Angola Antartika Arjantin Arnavutluk Aruba Avustralya Avusturya Azerbeycan Bahamalar Bahreyn Bangladeş Barbados Batı Almanya Belçika Belize Bermuda Beyaz Rusya Birleşik Arap Emirlikleri Bolivya Bosna-Hersek Botsvana Brezilya Brunei Bulgaristan Burkina Faso Burma Butan Cape Verde Cezayir Chad Congo Costa Rica Croatia Czech Republic Çad Çek Çekoslovakya Çin Danimarka Djibouti Doğu Almanya Dominican Republic Dominik Ecuador Ekvador El Salvador Endonezya Eritrea Ermenistan Estonia Estonya Ethiopia Etiyopya Faroe Islands Fas Federal Republic of Yugoslavia Fiji Filipinler Filistin Finland Finlandiya Fransa French Polynesia Gabon Gana Georgia Gine-Bissau Greece Greenland Guadeloupe Guam Guatemala Guinea-Bissau Güney Afrika Güney Kore Gürcistan Haiti Hırvatistan Hint Hollanda Hollanda Antilleri Holy See (Vatican City State) Honduras Hong Kong Hungary Iceland Irak Iran Isle Of Man Israel Italy İngiltere İran İrlanda İspanya İsrail İsveç İsviçre İtalya İzlanda Jamaica Jamaika Japan Japon Jordan Kamboçya Kamerun Kanada Katar Kazakhstan Kazakistan Kenya Kıbrıs Kolombia Korea Kosova Kosovo Kuveyt Kuwait Kuzey Kore Küba Kyrgyzstan Laos Latvia Letonya Liberia Liberya Libya Liechtenstein Lihtenştayn Litvanya Luxembourg Lübnan Lüksemburg Macao Macaristan Makao Makedonya Maldives Malezya Mali Malta Man Adası Marshall Islands Martinique Mauritania Meksika Mısır Micronesia Moğolistan Moldova Monaco Monako Mongolia Montenegro Moritanya Morocco Mozambik Myanmar Namibia Nepal Netherlands Antilles New Zealand Nicaragua Nigeria Nijer Nikaragua Norveç Pakistan Panama Papua New Guinea Paraguay Peru Polonya Portekiz Porto Riko Puerto Rico Qatar Republic of Macedonia Romanya Ruanda Rusya Rwanda Samoa Saudi Arabia Senegal Serbia and Montenegro Seychelles Sırbistan Sırbistan-Karadağ Sierra Leone Singapur Slovakia Slovakya Slovenya Solomon Islands Somali Somalia South Africa Soviet Union Sri Lanka SSCB Sudan Suriname Suriye Suudi Arabistan Şili Tacikistan Taiwan Tajikistan Tanzania Tanzanya Tayland Tayvan Thailand The Democratic Republic Of Congo Togo Trinidad and Tobago Trinidad ve Tobago Tunisia Tunus Türkiye U.S. Virgin Islands Uganda Ukrayna United Arab Emirates Uruguay Uzbekistan Ürdün Vanuatu Venezüella Vietnam Yemen Yeni Zelanda Yugoslavya Yunanistan Zambia Zimbabve
Çıkış Tarihi Azalan Puan+Oy Azalan Oy+Puan Azalan Puan Azalan Oy Azalan Yıl Azalan Eklenme Tarihi Azalan Son 1 Hafta Popüler Son 1 Ay Popüler Son 3 Ay Popüler Son 6 Ay Popüler Son 1 Yıl Popüler Son 2 Yıl Popüler Son 3 Yıl Popüler Son 5 Yıl Popüler Son 8 Yıl Popüler Son 10 Yıl Popüler Son 15 Yıl Popüler Son 20 Yıl Popüler Son 25 Yıl Popüler En Popülerler
Sadece Diziler Ödüllü Filmler Hint Hariç